Arşimet ( Archimedes ) Kimdir ? Hayatı ve Eserleri Nelerdir ?

Photo of author

By Bilgio.Net

Arşimet ( Archimedes ) Kimdir ? Hayatı ve Eserleri Nelerdir ?

Adını okur okumaz zihninizde canlanan ‘’hamamdan dışarı yarı çıplak fırlamış, elinde tasla koşturan adam’’ görüntüsünü elinizin tersiyle itin. Zira Arşimet, sadece o görüntüden ibaret değil. Bilakis, tarihin şahit olduğu en büyük matematikçilerden biri. Ve daha birçok şey.

Matematiğe çağ atlattırdı. İntegral modelini geliştirdi. Hamamda keşfettiği (Euraka! Eureka! Şeklinde bağırarak hamamdan çıktığı iddia edilir.) suyun kaldırma kuvveti ile hidrostatiğin ilk kanununu hayata geçirdi. Kaldıraçların ve makaraların dilini o çözdü. Öyle ki mekanik icatları ile Marcellus’un Roma ordusunu bile şaşkına çevirdi.

Arşimet, astronom bir babanın oğlu, bir aristokrattı. Bununla birlikte yaşamının ilk safhalarına dair bilinenler azdır. Dönemin Yunan sömürgelerinden, kıyı kasabası Sicilya’da doğmuş. Bir süre Mısır’ın İskenderiye’sinde yaşamış. Eserlerinden bazıları, Yunanlılar ve Araplar tarafından Orta Çağ’a aktarılmış ve Romalı tarihçi Plutarch, hayatından bir takım sahnelerin günümüze kadar gelmesine kapı aralamış.

Arşimet neden önemli derseniz, bunun tek bir cevabı var: Matematik, statik ve hidrostatik alanlarında yaptıklarının üzerine, 1500 yıldan bu yana bir şey koymayı başarabilen olmadı!

Arşimet Neler Yaptı ?

‘’Çemberin Ölçümü’’ isimli çalışmasında bir çember ile çapı arasındaki oranı gösteren o meşhur pi sayısını (3,142)çok küçük bir hatayla hesaplayan ilk kişi olmuş; silindir ve diğer geometrik şekillerin alan ve hacimlerinin nasıl hesaplandığını ortaya çıkarmış; günümüzde özellikle gemilerde biriken suları çıkarmak için kullanılan ve kendi adını taşıyan Arşimet vidasını tasarlamış; bitmedi mancınığı keşfetmiş (ki bu icadıyla özellikleri Romalıları canından bezdirmiştir); ağır yükleri korkulu bir rüya olmaktan çıkaran makara ve kaldıraç sistemleri geliştirmişti. Bu arada insanoğlunu, o meşhur suyun kaldırma kuvveti ilkesiyle tanuştırmış olmasını saymamımza gerek yok sanırım. Ve unutmadan; yaşadığı dönemin bilimsel verilerini kullanrak, evrenin kaç kum tanesi ile doldurulabileceğini bile hesaplamaya kalkıştığını da ekleyelim.

Makara ve kaldıraç düzeneklerini keşfetmesinin ardından övünmek için sarf ettiği ortaya atılan ‘’ Bana bir dayanak verin, size dünyayı hareket ettireyim’’ özdeyişle tarihe geçen Arşimet, her ne kadar dünyamızı sallayamasa da, yüzlerce işçinin denize indirmek için ter döktüğü koca koca gemilerin kolayca suya indirilmesini sağlamıştı.

Newton ve Gauss ile birlikte matematik liginin en iddialı oyuncularından biri olarak gösterilen Arşimet, dönemin usta, bilge adam ya da büyük geometrici olarak anılıyordu. Üstelik filozof açısından mümbit olan Yunan medeniyetinin ender yetişdirdiği matematikçilerden biri olmasa da, onu çağdaşlarından ayırıyor.

Tüm vaktini problem çözmeye ayıran Arşimet, kendini rakamların dünyasına öyle kaptırıyor ki, rivayetlere göre, çoğu zaman yemek yemeyi bile unutuyordu. Modern zamanların defter ya da tahta gibi imkanlarından mahrum olsa da, eline geçen her yeri, sönmüş bir yangından arta kalan küllerden, kumsallara kadar, her düz ortamı, geometrik şekillerle dolduruyordu. Öyle ki banyo sonrası masaj yaptırmak için vücuduna sürdürdüğü zeytinyağı üzerine de şekiller çizdiği aktarılır.

Günümüze ulaşan şöhretinin büyük bir kısmını Sirakuza ( Syracuse, İtalya’nın güneyinde bir yerleşim bölgesi) Kralı Hierro ile dostluğunu borçlu olan Arşimet, kralın problemlerine çözüm bulduğu için sarayın iltifatına fazlası ile mazhar olmuştu. Öyle ki Romalı mimar Marcus Vitruvius’un, Arşimet’in ölümünden iki yüz yıl sonra aktardığı bir rivayete göre; bir gün Kral, kuyumcusundan şüphelendiği için tacının saf altından yapılıp yapılmadığını öğrenmek ister ve Arşimet’in kapısını çalar. Yalnız bir şartı vardır; taca zarar gelmeden şüphelerinin giderilmesini istemektedir.

Soruna çözüm arayan Arşimet hamama gider. Hamamdaki teknelerden birine oturunca, taşan suyun miktarının, vücudunun suya daldırdığı kısmının hacmine eşit olduğunu fark eder. Sorunu çözmüştür. O heyecanla birlikte, yarı çıplak, bağıra bağıra evine doğru koşmaya başlar. Aynı işlemi evinde tekrarlar. Tacın ağırlığına eşit saf altını ve tacı, ayrı ayrı suya batırarak, taşırdıkları suyun mikarını ölçer ve bunları birbiri ile karşılaştırır. Kral şüphelerinden haklıdır. Taşan su hacimleri eşit değildir. Böylelikle Arşimet’in bu bulgusu, ‘’Suya kısmen veya tamamen batmış durumdaki bir cismin su içindeki ağırlığına eşit bir kuvvetle yukarıya doğru kaldırması’’ şeklinde özetlenebilecek ‘’ Arşimet Prensibi’’ olarak tarihe geçmiş; Arşimet, hidrostatik biliminin mimarı olurken, kuyumcu da kellesinden olmuştur. Kaynaklar ise Arşimet’in hamamda vücudunun değil, kurnada kullandığı tasın taşırdığı suyla söz konusu bulgya ulaştığını iddia eder.

Arşimet’in bulguları saymakla bitmez. Bunula birlikte en büyük katkısı Matematik alanında olmuştur. Elips, silindir, hiperbolid, parabolid, küre ve benzeri geometrik cisimleri tanımakla kalmayan Arşimet, aynı zamanda bunların hacimlerini de başarıyla hesaplamıştır. Hesaplamada kullandığı yöntemlerin belli bir sistematiğe kavuşması, ancak 18. Yüzyılda Leibniz ve Newton gibi büyük matematikçilerin diferansiyel hesabının temel kavramlarını ortaya koyması ile olacaktır. Yunan rakam sisteminden hoşnut olmayan Arşimet, daha büyük rakamları daha kolay ifade edecek tarzda kendine özgü bir rakam sistemi geliştirmeyi de ihmal etmemiştir.

Sarayındaki bu bilim adamının olağanüstü buluşlarından fazlası ile etkilenen Kral, Arşimet’in potansiyelinden askeri amaçlı olarak faydalanmayı ihmal etmez ve himayesindeki bu bilgeden şehri savunmaya yönelik silahlar da geliştirmesi ister. Haksız da çıkmaz, hidrostatiğin ve matematiğin ustası, silahların da hakkını vermekte gecikmeyecektir. Milattan önce 212’de Romalı General Marcellus, Sirakuza’yı ele geçirmek için hem karadan hem de denizden harekete geçer. Ama askerleri şehrin önlerine geldiğinde mıhlanmıştır adeta. Şehri savunan surların ardında Arşimet’in tasarımı olan mancınıklar Romalı askerlerin üzerine devasa taşlar savurmakta, yine parlak zekasının ürünü olan vinçler, Roma gemilerini balık gibi suda yakalayıp silkelemekte, (Bu arada tüm bu bilgilerin, tarihçi Plutarkhos’un abartılı anlatımlarından süzüldüğünü de hatırlatım), surların içine yerleştiği yaylardan fırlayan onlarca ok Romalı askerleri tarumar etmekteydi. Şehri bir anda alamayacağını gören Marcellus, kuşatmada karar kıldı. Sekiz ay sonra şehre girmeye başaran Romalı askerler, Arşimet’i yine kendinden geçmiş bir şekilde kumda figürler çizerken buldular. Götürmek istedikleri bilge, çalışmasına müdahale edildiği için askerleri tersleyince, içlerinden birinin kılıç darbesi ile oracıkta can verdi.

Bununla birlikte Plutarch, bilgenin ölümüyle ilgili iki farkl seneryo daha nakleder. Buna göre Romalı bir asker kılıcını çekip öldürmek için koşarak arkasından geldiğinde, Arşimet hiç aldırmadan çalışmasına devam etmiş ve kılıcın hedefi olmuş ya da güneşin büyüklüğünü hesaplamak için kullanacağı çemberler, açılar ve matematiksel aletlerle Sirakuza’nın yeni sahibi Marcellus’un huzuruna giderken, kendisinin mücevher taşıdığını sanan askerler tarafından öldürülmüştür. Rivayetler muhtelif bununla birlikte kesin olan şu ki; henüz milattan önce 250’de hayata geçirdiği ‘’Küre ve Slindir Hakkında’’ isimli çalışmasıyla küre ve silindirin hacimlerinin hesaplanmasına kapı açan formulü insanlığa sunan ‘’Yüzen Cisimler’’ isimli eseriyle suyun kaldırma prensibini vücuda getiren, iki ve üç boyutlu geometride küre, çember ve spirallerle ilgili onlarca eser veren ve ancak kendisinden 2 bin yıl sonra resmen isimlendirilecek olan integral hesaplarının felsefesini henüz antik çağda kurmayı başaran Arşimet, günümüz medeniyetinin alkışı hak eden mimarlardan biri olmayı başarmıştı.

 

Yorum yapın