Atomun Kısa Tarihi
İnsanoğlu kendini bilmeye başladığı andan itibaren, ‘’ Tamam madde diye bir şey var ama neen var? ‘’ gibi soruların cevabını aramış ve araştıra araştıra atomu bulmuştur.
Maddenin yapısını oluşturan şeyler için ilk başlarda hava, su, toprak ve ateş denmiş, fakat bunların nasıl oluştuğu sorusuna gelindiğinde ise oracıkta zınk diye kalınmıştır.
Maddenin tanecikli bir yapıya sahip olduğunu düşünen en eski kişiler Sayda filozoflarıdır ve bu düşünceyi ta milattan önce 1100 yılında dile getirmişlerdir.
Ayrıca yine milattan önce 500 yılında Hintli filozof Kanada da maddenin sürekli hareket halinde olan çok küçük taneciklerden oluştuğunu söylemiştir. Hayır, kendisi bunları Kanada’da söylememiştir. Kanada bizzat filozofun ismidir.
Tarihler miladin 306 yıl öncesini gösterdiğinde Sisamlı Epikuros gelir ve ‘’ Maddeler bölüne bölüne bir yerde durur ve mutlak bir parça kalır. Bunu bölmeye de hiçbir babayiğidin gücü yetmez!’’ diyerek maddenin kalan bu son parçasına bölünmez anlamına gelen ‘’ atamos ‘’ sözcüğünden dolayı atom adını verir.
Ayrıca yine bu dönemde cisimlerin katı, sıvı ve gaz hallerinin atomların birbirleriyle birleşme tarzından meydana geldiği ortaya çıkmıştır.
Fakat Epikuros’un ‘’ Bölünmez de bölünmez !’’ diye tutturduğu atom için, ‘’ Evet efendim bölünür. Ve kainatın en büyük enerjisi açığa çıkar ‘’ diyen biri vardı: Cabir İbni Hayan.
Einstein’den bin yıl kadarcık önce atomun da parçalanabileceğini haber veren Cabir İbni Hayyam’a, atomla ilgili çalışmalar ilerledikçe fena halde hak verildi.
Eskilerin daha çok felsefi açıdan baktıkları atom kavramı deneye ve gözleme dayanması gereken bir olaydı. Fakat atomun bulunuşu, yapısı ve işleviyle ilgili gelişmelere Orta Çağ ne kadar çelme varsa takarak ilim tarihine ve böylelikle de bu siteye karanlık bir çağ olarak geçti.
Atom ve molekül kavramının bugünkü manada anlaşılması için aşağı yukarı iki bin sene geçmiş ve iki bin tane fırın kadar da ekmek yenmiştir.
Sonra John Dalton isimli bir kimyager ve fizikçi gelip 1808 yılında modern atom teorisini çıkartmıştır. Bu şekilde atomun gücü enikonu keşfedilmiş ve ‘’ Bakalım doğru muymuş ? ‘’ denilip Nagazaki ve Hiroşima’da patlatılarak çatır çatır yanan ve birazcık ölen insanlara bakılıp ‘’ evet atom patlıyor, doğruymuş ‘’ denilerek basının önüne geçilip mümkün olabildiğince üzgün ifadeler takınılmıştır.