Avrupa Birliği (AB) Nedir ? Tarihi ve Özellikleri Nelerdir?

Photo of author

By Bilgio.Net

Avrupa Birliği (AB) Nedir ? Tarihi ve Özellikleri Nelerdir?

I.Dünya Savaşı’nın ardından Avrupa devletleri siyasal ve ekonomik bakımdan gittikçe fazla iç içe geçti. Günümüzde AB birçok alanda sınır ötesi kararlar alan özerk devletlerin sıkı bir birliğidir.

Avrupa devletleri 1945’ten sonra kıtayı hem siyasal, hem de ekonomik bakımdan adım adım birleştirmeye yöneldi. Hedef gelecekte Avrupa’da savaşları olanaksız hale getirmekti. İlk adım 1951’de aralarında Batı Almanya ve Fransa’nın da bulunduğu altı ülkenin kömür ve çelik çin bir ortak Pazar oluşturmasıyla atıldı. 1957’de Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) kuruldu; böylece diğer sanayi sektörlerinin önündeki gümrük tarifeleri ve diğer ticaret engelleri çeşitli antlaşmalarla kaldırıldı.

Avrupa Birliği’nde Siyasal Birlik Atılımı

Birleşik Avrupa yönündeki dönüm noktalarından biri 1992’de AB’nin kuruluşuna ilişkin Maastricht Antlaşması’nın imzalanması oldu. Bu antlaşmayla AET serbest ticaret bölgesi daha da gelişerek, günümüzün sıkı siyasal ve ekonomik birliğine dönüştü. Ortak bir para birimine geçiş kararı yeni bir atılımın önünü açtı. Euro 2002’de 11 AB ülkesinde yerel para birimlerinin yerini aldı. Siyasal birlik de daha ileriye götürüldü; ortak bir dış güvenlik politikası, ayrıca yargı ve iç işleri alanlarında iş birliği konuları karara bağlandı.

Bunların dışında AB üye devletlerinde insanların yaşamını doğrudan etkileyen sorunları da ele alır. İş alanı yaratmaya destek verilir. Farklı ülkelerdeki yaşam koşullarını aynı düzeye çıkarmak hedeflerinden biridir. Ayrıca her üye devletin uyrukları özel haklar tanınmış birer aB yurttaşı sayılır. Bütün AB yurttaşları her AB ülkesinde sınırsız oturma hakkına ve yaşadıkları yerin belediye seçimlerinde oy kullanma hakkına sahiptir.

Avrupa Birliği’nde Kimlik ve Kurumlar

AB her biri kendi özgün kimliğini koruyan devletlerin bir konfederasyonuna dönüşmüş durumdadır. Bu yapı ne ABD gibi bağımsız bir merkezi iktidarın bulunduğu bir federasyon, ne de BM gibi egemen devletlerin birlikte çalıştığı bir uluslararası bir örgüttür.

Üye devletler ilke olarak özerkliklerini korumakla birlikte, uluslararası güç kazanmak ve ortak çıkarlara ilişkin konuları demokratik biçimde açıklığa kavuşturmak amacıyla Avrupa düzeyinde bir araya gelirler. Bir çok alanda yasama yetkisini kendi yarattıkları AB kurumlarına gönüllü olarak kısmen ya da tamamen devretmişlerdir.

En yüksek AB makamı esas olarak üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarından oluşan Avrupa Konseyi’dir. Bu organ temel siyasal hedefleri belirler ve her beş yılda bir seçimle yenilenen  ‘’Avrupa Parlamentosu’nun onayıyla, 25 kişilik, ‘’Avrupa Komisyonu’’nun başkanını atar.

Komisyon görevlerinin yanı sıra AB yasalarının hazırlanışını ve hayata geçirilişini izler. Yasa çıkarma yetkisi bazen kısaca ‘’Bakanlar Konseyi’’ denen ‘’Avrupa Birliği konseyi’’nde ve Avrupa Parlamentosundadır. ‘’Avrupa Adalet Divanı’’ geçen yasalara uyulmasını sağlayan bir yargı işlevini görür.

Avrupa Birliğinin Genişlemesi

Birleik Avrupa hareketi şimdiye kadar büyük bir başarıya ulaşmış sayılır. Birleşme yolunda 1950’ler ve 1960’larda atılan ilk adımlara sadece Batı Almanya, Fransa, Belçika, İtalya, Lüksemburg ve Hollanda katılmıştı. Ama neredeyse bütün Batı Avrupa devletleri birbiri ardı sıra bu birliğe girdi: Danimarka, İrlanda ve Büyük Britanya (1973), Yunanistan (1981), İspanya ve Portekiz (1986), Avusturya, Finlandiya ve İsveç (1995).

Komünizmin çöküşü 1989-1991’de AB’ye bütün kıtayı ideolojik bakımdan da bütünleştirme fırsatını verdi. Üyelik başvurusunda bulunan eski Doğu bloku devletleri için siyasal ve ekonomik ölçütler belirlendi: İstikrarlı bir demokrasi, anayasal bir sistem, işleyen bir piyasa ekonomisi ve AB içinde rekabet gücü. 2004’te on yeni ülke aynı anda AB’ye katıldı: Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Slovenya, Malta ve Kbrıs Rum Kesimi. Bunlara 2007’de Romanya ve Bulgaristan eklendi. Öbür adar ülkelerle müzakereler halen sürüyor. Türkiye’nin AB’ye olası girişi birçok farklı sebeple en çok tartışılan konudur.

Yorum yapın