Battani (858 – 929) Kimdir? Hayatı ve Eserleri Nelerdir ?

Photo of author

By Bilgio.Net

Battani (858 – 929) Kimdir? Hayatı ve Eserleri Nelerdir ?

Paris İslam Enstitüsü profesörlerinden Jacques Risler tarafından ‘’Batı’ya trigonometriyi öğreten adam ‘’ olarak tanımlanan Battani, gelmiş geçmiş en büyük yirmi astronom arasında gösterilir. Çağının en büyük Müslüman astronomi alimi olarak kabul edilen Battani, trigonometriye cebir ilmini uygulayan ilk bilim adamı olmuştur.

Bilginimiz İslamiyet’işn insanlığa inmesinin ardından birçok bilim adamı ve filozofun yetiştiği ve dünyanın ilk üniversitesinin de kurulduğu bir coğrafyada; bugün Türkiye sınırlarında yer alan Harran’a bağlı Battan kasabasında tahminlere göre 859 yılında dünyaya geldi. Doğduğu yörenin halkının büyük kısmı Sabii inanışına mensuptu. Bu inanışa sahip kişiler, yıldızlara tapıyordu. Her ne kadar astronomiye ilgi duymasında bu inanışın etkisi olduğu düşünülse de, Battani Müslümanlığı tercih etmiş ve ilmini de yine dini amaçlarla geliştirmişti.

Çocukluğu ve gençliğini babasının yanında geçirdi ve ilk eğitimini ünlü bir bilim adamı olan babası Cabir bin San’an el-Battani’den aldı. Ardından eğitimini sürdürmek üzere Fırat nehri kenarında bulunan Rakka kentine gitti. Kırk yaşına kadar kaldığı Rakka’da eğitimini sürdürdü ve burada bir rasathane kurdu. Ardından bugün Irak sınırları içerisinde bulunan Samarra kentine gitti ve hayata gözlerini yumucağı 729 yılına kadar çalışmalarına orada devam etti.

Sadece Müslüman dünyasının değil, Batı dünyasının da kabul ettiği ve gelmiş geçmiş tüm astronomlar arasında ilk sıralara rahatlıkla yerleştirilebilecek olan Battani, bilim dünyasına, matematik ve astronomi olmak üzere iki farklı alanda katkı sağladı. Samarra yakınlarındaki Kasralcis’te 929’da öldüğünde, geride görkemli bir miras bırakmış bulunuyordu.

Battani’nin Astronomi Alanındaki Çalışmaları

Battani, astronomi alanındaki ilk ciddi çalışmalarına Rakka’da kurduğu rasathanede başladı. İlk olarak Güneş ve Ay’ın görünür çaplarında yıl boyunca meydana gelen değişiklikleri yeniden ölçtü ve kendinden önceki astronomların bulgularına yenilerini ekledi. ‘’Sabii Cetvelleri ’’ adıyla bilinen yıldız kataloğunu hazırladı ve tam 489 yıldızı sınıflandırdı. Bu katalog, Kopernik dönemine kadar Avrupalı astronomlar tarafından kullanılacaktı. Bu cetvelde yıldızların hareketlerini Batlamyus’tan (Milattan Sonra 85-165) daha doğru hesaplamış ve yanlışları düzeltmişti.

Hemen hemen aynı dönemde yaşadığı, diğer bir ünlü astronom olan Sabit bin Kurra’nın, yörünge ve ‘’yıldız yivi ‘’ adı verilen faklı uzunlıuklara ait hesaplamalarındaki hataları da düzelten alimimiz, Dünya’nın Güneş etrafındaki dönüşünü iki ayrı metotla ölçtü. Kendisinden yarım asır önce yaşayan Harizmi’nin ıyeni Ay’ın görülmesi, Güneş ve Ay tutulmaları konusundaki hesaplarına da yeni eklemeler ve düzenlemeler yaptı. Bununla da kalmadı, Güneş, Ay ve diğer gezegenlerin hareketleriyle yörüngelerini yeniden çizdi. Güneş’in Dünya’ya en uzak noktada bulunduğu sıradaki hareketini gözleyerek Güneş’in yörünge eğimini ve Dünya’nın dönüş eksenindeki değişme değerlerini hesapladı. Dünya’nın ekliptik eğiliminin, bugün bilinen halinden sadece yarım dakikalık sapmayla 23A0 olduğunu buldu. (Kopernik Battani’den ancak tam bir asır sonra bu açıyı 23A035 olarak hesaplayabilecekti.)

Tespitlerini yaparken, kendi geliştirdiği ve ‘’ Zat’ül Hak ‘’ adını verdiği güneş saatini kullandı. Yine kendi geliştirdiği ‘’Kadran ‘’ ve ‘’ Zat’üş-Şubeteyn ‘’ (triguentum) gibi aletlerle Güneş ve Ay tutulmalarını inceledi ve yeni Ay’ın görülme şartlarını tespit edildiği yeni bir yöntem geliştirdi.

Battani, yaptığı hassas ölçümler sonunda Güneş’in dünya etrafındaki bir dönüşünün süresini, 365 gün 5 saat 46 dakika 32 saniye olarak, bugünkü değerinden çok az bir farkla hesaplamayı başarmıştı. Güneş’in en uzak (yeröte) boylamının Batlamyus’tan beri 160 47’ artmış olduğunu belirledi ve çok az bir sapmayla mevsimlerin uzunluğunu ve Güneş’in gerçek ve ortalama yörüngesini belirledi.

Kıblenin farklı coğrafyalarda tayinine yönelik çalışmalarda da bulunan Battani, Mekke’nin boylam ve enlemini tespit etti. Ardından Kıble’nin belirleneceği yerin ölçümleri ile Kabe’nin ölçümleri arasındaki farkı bulup, kıble doğrultusunu belirledi. Hazırladığı cizlere, usturlablara ve rubu tahtalarına kıble cetvellerini ekledi.

Matematik, alimin aktif olduğu bir diğer alandı. Özellikle trigonometri konusunda çalışmalarda bulundu. Bugün tirgonometrinin gerçek mucidi olarak da nitelendirilen Battani, astronomi çalışmaları sırasında matematik ve trigonometriden faydalanan ilk kişi olarak tarihe geçti. Küre ve düzelm trigonometrisi üzerinde araştırmalar yaptı. Yunan kirişlerini sinüslerle değiştirdi ve Yunan kirişi yerine sinüsleri kullanan ilk kişi oldu. Yine ilk kez kotanjant kavramını geliştirdi ve dereceli bir tablo oluşturdu.

Trigonometri alanında Batı bilim dünyasının sahip olduğu ilk bilgiler kendisine ait olduğundan, Batı’ya trigonometriyi öğreten kişi olarak da bilinen Battani, trigonometrik bağıntıları bugün kullanılan şekliyle formulleştirdi.

Matematik alanında kaleme aldığı eserleri başka dillere tercüme edildikten sonra ‘’sinüs ‘’ kavramı, bütün milletlerin matematik literatürüne girdi. Sinüs ve kosinüs tabirlerini ilk kullanan kişi olan Battani, bu tabirleri Güneş saati hesaplamasında kullandı ve güneşe ‘’uzayıp giden gölge ‘’ adını verdiği doğruya da ‘’tanjant ‘’ denildi.

Battani’nin Eserleri Nelerdir ?

Astronomi ve trigonometri üzerine çok sayıda kitap yazan Battani’nin 12. Yüzyılda Yıldız Bilimi ve Yıldızların Hareketlerine Dair  (De Scienta stellarum – De numeris stellarum et motibus) adlı latinceye çevrilen eseri, en fazla ses getiren çalışmalarından biri oldu. Eski bir çevirisi bugün hala Vatikan’da bulunan bu kitabında yer alan tablolar, dönemin başka uzmanları tarafından hazırlanan diğer tablolardan çok daha doğru hazırlanmıştı. Astronomi hakkındaki eserleri birkaç dile çevrildi ve Rönesans’a kadar Avrupa’da birçok akademide başucu kitabı oldu.

Batı dünyası, Orta Çağ’da eserleri Latinceye çevrilen ilk Müslüman ilim adamı olan Battani’nin astronomideki hizmetlerinin değerini ortaya koymak için Ay’a onun adını verdi. Ay haritalarında Ay’ın adı, Batı dünyasının ona taktığı isimle Albategnius olarak yer aldı. Batı dünyasında hala bu isimle bilinen Battani’nin bazı önemli eserlerine göz atalım şimdi;

Kitab’ül-Zic : hazırladığı astronomi cetvellerini içeren 57 konuluk kitabında Battani, diğer kitaplarda gördüğü yanlışlık ve farklılıklardan yola çıkarak gök cisimlerinin hareketleri konusundaki teorileri geliştirdi ve neticeleri yeni gözlemlerlere dayanarak yeniden kaydetti. En hacimli, en fazla bilinen ve günümüze kadar ulaşan tek kitabı olan bu eseri, özellikle hesap ve rasatların neticelerini içine alan bir yıllık özelliği taşımasından dolayı Orta Çağ Avrupa’sında ve Rönesans’ın ilk devirlerinde küre trigonometrisi sahasında önemli bir kaynak olarak kullanıldı. Battani, bu eserinde tespit edilmiş her yıldızın uzaydaki yerini, yörüngesini ve hareketlerini hesapladı.

İspanya Kralı X. Alfonso, 12. Yüzyılda kitabını Arapçadan İspanyolcaya tercüme ettirdi. Aynı yüzyılda Piato Tiburtinüs tarafından da Latinceye çevrildi.

Tycho Brahe, Ricioli, Kepler ve Galileo gibi pek çok uzman bu eserinden faydalandı. Kitap, 20. Yüzyılın başlarında Arapça aslıyla birlikte yeniden basıldı.

Kitab ü Marifeti’l – Metalii’l – Bürüc fi ma Beyne Erbaati’l – Felek : Battani, bu eserinde 12 burcun gök küresinin dörtte birindeki doğuş noktalarından, Ay ve yıldızların doğuş yerlerinden ve Ay’ın tutulmasından, ay ve yıldızların doğuş yerlerinden bahsetti. Bu eseri aynı zamanda, boylamları 0A0’den 36A0’ye denk gelen yıldızların doğuş yerlerini gösteren ilk katalog olma özelliğini taşır.

Risaletü’n fi Tahkik-i Akdari’l – İttisalat : Battani, bu kitabında yıldızların yan yana gelmesi konusunda ölçümleri kaydetti. Yıldızların ışıklarını iletmesi, enlemlerden ve küre trigonometrisinden faydalanarak açıkladı.

Amerikalı bilim tarihçisi Georges Sarton’a göre çağının en önemli astronomi ve İslam dünyasının yetiştirdiği en önemli alimlerinden biri olan Battani, astronomi, cebir ve trigonometriye getirdiği açılımların yanı sıra, gezegenler ve yıldızlara dönük bilinmezlerin üzerindeki perdeleri kaldırmakla da, insanlığa eşsiz bir hazine sunmuştu.

 

 

Yorum yapın