Fırsat Maliyeti Nedir ? Özellikleri Nelerdir ?

Photo of author

By Bilgio.Net

Fırsat Maliyeti Nedir ? Özellikleri Nelerdir ?

Ne kadar zengin ve nüfuzlu olursak olalım, gün içinde her istediğimizi yapacak zaman bulamayız. Ekonomi bu sorunu fırsat maliyeti kavramı üzerinden ele alır. Basitçe ifade etmek gerekirse, fırsat maliyeti, bir kişinin zamanını veya parasını başka bir alanda daha iyi kullanma ihtimalini ifade eder.

Günün her saati değerlidir. Bir işte harcadığımız her dakikayı, başka bir işi tamamlamak için de kullanabiliriz veya onun yerine uyuyabilir ya da film izleyebiliriz. Tüm bu seçeneklerin farklı fırsat maliyetleri vardır yani kaybettiğimiz fırsatlar bize bir şeylere mal olur.

Diyelim ki bir futbol maçına gitmek istiyorsunuz ama biletler pahalı. Hem de stada gitmeniz iki saati bulacak. Maçı neden evden izlemeyeyim diye düşünebilirsiniz. Bu şekilde artan para ve zamanı ( maç öncesi ve sonrası trafiğine harcadığımız zaman ) kullanıp arkadaşlarımızla yemeğe çıkmanın daha iyi olacağını düşünebilirsiniz. İşte bu – paranın ve zamanınızın alternatif kullanımı – fırsat maliyetidir.

Başka bir örnek de üniversiteye gitmektir. Bir taraftan, üniversitede geçireceğimiz yıllar size entelektüel ve sosyal açılardan pek çok şey kazandırabilir; mezunların iş olanakları genelde daha iyidir. Diğer tarafta, harç, kitap ve ders masrafları vardır. Fakat bu fırsat maliyeti görmezden gelinir. Üniversitede okuduğunuz üç dört sene boyunca çalışarak para kazanabilir, bir yandan da CV’nize iş deneyimi ekleyebilirsiniz.

Fırsat maliyeti bireyler için olduğu kadar işletmeler için de önemlidir. Bir ayakkabı fabrikası düşünün. Fabrikatör, deri ayakkabı üretimini oldukça hızlandıracak yeni makinelere 500 pound değerinde yatırım yapmayı planlıyor. Oysa bu parayo yılda % 5 faizle bankaya yatırabilir. O halde fırsat maliyeti, senelik 25 bin pounddur. Makineye yatırım bu miktara mal olur.

İktisatçılara göre her tercih, zaman ve keyif açısından kaybedileceklerin bilinciyle yapılır. Tam olarak ne elde ettiğimizi ve ne kaybettiğimizi bilmek sizi daha bilinçli ve mantıklı tercihler yapmaya yöneltir.

Ekonominin en meşhur kurallarından birini ele alalım. Bedava öğle yemeği yoktur. Biri, karşılık beklemeden, hatta yemek boyunca muhabbet etmenizi bile beklemeden, sizi öğle yemeğine çıkarmayı önerdiğinde, aslında bu yemek tamamen bedava değildir. Orada geçireceğiniz zaman, size, kaybedilen fırsatlar açısından bir şeye mal olur.

Bazı insanlar, fırsat maliyeti kavramını inanılmaz derecede iç karartıcı bulurlar. Hayatını sürekli, aslında daha karlı veya keyif verecek şeyi yapıp yapmadığınızı hesaplayarak geçirdiğinizi düşünsenize. Ama bu bir nevi insan doğasıdır. Sürekli tercihlerimizin artı ve eksilerini değerlendiririz.

İş dünyasındaki popüler sloganlardan biri ‘’ paranın değeri ‘’ olmuştur. İnsanların paralarıyla mümkün olan en çok şeyi yapmak istedikleri söylenir. Fakat son zamanlarda başka bir slogan da popülerleşmeye başladı: ‘’ Zamanın değeri.’’ Kaynaklarımızdaki en büyük kısıtlama bir şeye verebileceğiniz zamandır. Bu yüzden zamanımızı bir şeye yatırırken, maksimum kazanç sağlamaya bakarız. Mesela bu yazıyı okuyarak, başka faaliyetler için ( uyumak, yemek, film izlemek vb. ) kullanabileceğiniz zamanın bir kısmını kullanıyorsunuz. Karşılığında bu yazı sizi bir iktisatçı gibi düşünmeye ve her tercihinizin fırsat maliyetini değerlendirmeye teşvik eder.

Evdeki Fırsat Maliyeti Hesabı

Farkına varsak da varmasak da fırsat maliyeti fikrine dayalı tercihler yaparız. Eğer evdeki borularda sızıntı varsa, sorunu kendiniz gidermeyi deneyebilirsiniz. Okuduğunuz kitaplar ve aletler için yaptığınız masraftan sonra bile bir tesisatçı eve çağırmaya kıyasla kar edeceğinizi hesapladınız; fakat tadilatı yapmak için harcadığınız vakitte yapabileceğiniz diğer şeyler görünmez bir maliyettir. Üstelik bir usta büyük ihtimalle sizden daha iyi iş çıkaracaktır. Bu fikir karşılaştırmalı üstünlük kuramı ile bağlantılıdır.

Hükümette Fırsat Maliyeti

Hükümetler, özelleştirme konusunda fırsat maliyeti savını kullanırlar. Kamu hizmetlerinin özel sektör tarafından daha iyi idare edileceğini ve satıştan kazanılacak paranın, kamusal yatırım için daha etkin bir biçimde kullanılacağını savunurlar.

Fakat fırsat maliyeti düşünülerek yapılan tercihler çoğunlukla hatalı çıkar. 1999 yılında, İngiltere Başbakanı Gordon Brown neredeyse 400 ton altını ( yani İngiliz altın rezervlerinin büyük bir kısmını ) satmaya karar verdi. O esnada, altın, İngiltere Merkez Bankası’nın kasasında işlevsiz biçimde bekliyordu çünkü pek çok kişi altının kötü bir yatırım olduğunu düşünüyordu. Aynı parayı devlet tahvillerine yatırmış olsalardı, kar edeceklerdi. Bu yüzden İngiliz Hazinesi çeşitli tahviller karşılığı altını, birim fiyatı ortalama 276 dolardan satmaya karar verdi.

Çok az insan on sene içinde altın fiyatının tırmanacağını ve birim fiyatın 978 dolar olacağını tahmin edebilirdi. Yani Gordon Brown’un 3.5 milyar dolara sattığı altının değeri 12.5 milyar dolara çıktı. İngiliz hükümeti satıştan kazandığı parayla yatırım yaparak belli bir kar elde etti ama altını biraz daha kasada bekletip satsaydı çok daha fazla kar edecekti. İşte bu, fırsat maliyetinin tehlikelerinden biridir. Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.

Yorum yapın