Hücre Zarı Nedir ? Yapısı ve Görevleri Nelerdir ?

Photo of author

By Bilgio.Net

Hücre Zarı Nedir ? Yapısı ve Görevleri Nelerdir ?

Önemi son 20 yılda yapılan bilimsel çalışmalarda anlaşılan hücre zarı, hücrenin en önemli yardımcısıdır. Hücre zarının en az hücre kadar önemli olduğunu söylersek, yanlış yapmış olmayız. Bunu hücre zarının görevlerine bakarak da anlayabilirsiniz. Zar, hücrenin geçiş kapısı ve kontrol mekanizmasıdır. Hücre, zarın yapısında bulunan özel birimler sayesinde içine hangi molekülü alıp hangisini almayacağına karar verir. Hücrenin bu yapılara nasıl davranacağını da zar belirler. Bu anlamda hücreye sirayet etmeye çalışan maddenin dost mu, yoksa düşman mı olduğunun yanıtı hücre zarında gizlidir.

Hücre Zarının Yapısı

Hücre zarının yağ ve proteinlerden  oluşan katmanlı bir yapısı vardır. Bu yapının özel tasarımı, bedene ihtiyacı olan maddelerin alımında kolaylık sağlarken zararlı maddelere de bir engel oluşturur. Zar sayesinde zararlı olan hiçbir madde vücuda giremezken gerekli olan maddeler de asla dışarıda kalmaz. Zar farklı maddelere farklı tepkiler verir. Örneğin yağ ve suya aynı şekilde davranmaz. Seçici bir geçirgenliği vardır ve bu sayede vücudun hayatiyetinde üstün bir performans sergiler. Bu seçici geçirgenlikse zarın üzerinde bulunan özel yollar aracılığıyla gerçekleşir. Bu yoları biraz daha detaylı incelersek hücre zarının işlevini daha iyi anlayacaksınız.

Hücre Zarının Geçirgenliği

Hücre zarındaki madde geçişleri kontroller özel geçiş bantlarıyla yapılır. Bu bantlar var olan maddeleri tanır ve tavrını ona göre belirler. Bedeni hayatta tutacak her maddenin geçişine izin verilir. Hücre zarından maddelerin geçişi birçok etkene bağlıdır. Bu işlemlerde hücrenin ihtiyaç miktarı, maddelerin moleküler hareketleri, hücre zarındaki boşluklar gibi bir dizi etken görev yapar. Ancak vücut, acil durumlarda hücre zarı molekülleri arasındaki boşlukları genişleten özel bir hormon salgılayarak bu geçişi kolaylaştırabilir. İhtiyacın azaldığı durumlarda ise porlan daraltarak geçişleri en aza indirir. İhtiyaca göre açılıp kapanan bu yapılar sayesinde hücre içi faaliyetler koordine edilir. Böylece hayat için gerekli olan beslenmelerin kontrolünden hücrede oluşan atıkların uzaklaştırılmasına kadar epk çok önemli konu hücre zarı tarafından sağlanmış olur. Ayrıca hücre zarı ,üzerinde bulundurduğu bazı yapılar sayesinde birbirini tanıyarak dokuları oluşturur. Zar üzerinde bulunan bu yapılar ile kas hücreleri bir araya gelerek kas dokusunu şekillendirdiği gibi, kemik hücreleri de bir araya gelerek kemik dokusunu şekillendirir.

Hücre Zarının Görevleri

Hücre zarının en önemli görevlerinden biri de haberleşmedir. Zar tabakasındaki özel yapılar diğer hücresel yapılardan gelen işaretleri değerlendirerek hücresel hareketlerin kontrol edilmesine yardımcı olur. Bu işlemin yürütülmesinde de sıralı bazı işlemler ve iyonlar görev alır. Hücre zarı diğer maddelerde olduğu gibi iyonlar, yani elektrik yükü taşıyan atomlar için de seçici geçirgenlik özelliğini uygular. Hücre zarının fosfolipit yapısı iyonları ittiğinden, iyonlar hücrelere ancak hücre zarındaki özel proteinler yoluyla girip çıkabilir. Bu işlem ise büyük bir seçicilikle gerçekleştirilir. Hücrelerimizdeki bu düzen sayesinde çevremizi algılar ve vücudumuzu bu algılar doğrultusunda hareket ettiririz. Bütün bu bilgileri size bir örnekle açıklayalım.

Elinizi bilmeden ateşe değdirip acıyla geri çektiğinizi düşünelim. Ateşe değdiğiniz anda, sinir hücreleri arasında hızlı bir iletişim gerçekleşir. Bu iletişimin gerçekleşmesi için asetilkolin denen bir madde salgılanır ve hücre zarında 0,6 nanometre çapında eksi yüklü kanal açılır. Böylece büyük moleküller ve artık yüklü iyonlar hücreye rahatlıkla girip çıkar. Bu işlemle de hücre içi ve dışı arasındaki iyon değişimi gerçekleşir. Sodyum ve potasyum arasında gerçekleşen bu yarış, sinir iletisinin oluşturulmasıyla son bulur. Bu işlemler sonucunda hücre zarı ikinci bir ileti için tekrar eski haline dönerek hazır bekler. Depolarizasyon ve repolarizasyo olarak isimlendirilen bu evreler ile uyarılar sinirden sinire iletilmiş olur. Ateşe dokunmayla beyne giden uyarı, motor yollarıyla geri geldiğinde ateşten elimizi aynı saniye içinde geri çekeriz. İşte bütün bunlar hücre zarının mucizevi tasarımı sayesinde gerçekleşir.

Görüldüğü gibi, hücrenin neredeyse bütün görevlerini zar üstlenir. Ama bunu söylerken hücreye ve diğer parçalarına haksızlık etmemek gerek. Beden söz konusu olduğunda hiçbirparça tek başına bir işe yaramaz. Parçalar birbirleriyle uyum içinde, birlikte çalışmalıdır. Bir ordunun zaferinde komutan ön saflarda görülebilir ama, zaten tek başına ona mal etmek doğru olmaz. Zafer bütün orduya aittir. Bu yüzden biz biraz da ordunun diğer fertlerine bakalım ki, zafer sadece hücre zarına aitmiş gibi görünmesin.

Yorum yapın