Küreselleşme Nedir ? Özellikleri, Sebepleri, Faydaları ve Sorunları Nelerdir ?

Photo of author

By Bilgio.Net

Küreselleşme Nedir ? Özellikleri, Sebepleri, Faydaları ve Sorunları Nelerdir ?

Kapitalizmin ilk olarak övgü dolu bir yanım yerine aşağılayıcı bir terim olarak ortaya atılması gibi küreselleşme kavramı da, 21. Yüzyıl dünya ekonomisini övmek değil eleştirmek için kullanılır. Malezya’daki tekstil atölyerini, Bangalore’deki çağrı merkezlerini, Brezilya’daki madenleri, dünyanın dört bir yanına yayılmış Starbucks ve McDonald’s şubelerini çağrıştırır.

Tüm bu sayılanlar küreşelleşmenin sonucudur; fakat bu olguyu sırf bu terimlerle açıklamak yanıltıcı olur. Ekonomide, küreselleşme, tarih boyunca dünyayı sarsan ticari ve ekonomik ilişkileri kapsar ve insanlık tarihi açısından çok şey ifade eder.

Küreselleşme’nin Tarihi

1492’de Kolomb Amerika kıtasına ayak bastığından beri küreselleşme önem kazanmıştır. Bundan önce bile Avrupa ve Doğu arasında gayet canlı uluslararası bir ticaret vardı. Küreselleşme terimi 1980’lerden beri yaygınlaştıysa ve Berlin Duvarı’nın çöküşü ile Soğuk Savaş’ın sonu küreselleşme için önemli birer an olsa da, uluslararası ticaret ve göçlerin yoğun olduğu ilk tarihsel dönem bu değildir. Bu ödül, Viktorya Dönemi’ne verilmelidir. 19. Yüzyılın sonunda İngiliz İmparatorluğu gücünün zirvesine ulaşıyordu. John Maynard Keynes’in de bahsettiği gibi 1914’ten önce:

Londralı bir sabah çayını yudumlarken, bir telefon vasıtası ile tüm dünyadan sipariş verebilirdi. Üstelik siparişi de makul bir zaman içinde kapısına ulaşırdı. Aynı zamanda, aynı yollarla servetini dünyanın dört bir yanındaki doğal kaynaklara ve yeni girişimlere yatırıp… olası kazanç ve avantajlardan pay alabilirdi.

Yalnızca Birinci Dünya Savaşı değil, Büyük Buhranı takip eden korumacılık dönemi de buna bir son verdi. Pek çok insan, modern küreselleşme çağının da benzer şekilde sonlanacağından endişe eder.

Küreselleşmenin Temel Sebepleri Nelerdir ?

Son dönem küreselleşmesinin beş sebebi vardır. Bunlar:

  1. Serbest Ticaret : Dünya hükümetleri pek çok ihracat ve ithalat bariyerini ve gümrük tarifesini kaldırdı. Mesela, 1980’lerin sonunda ve 1990’ların başında serbest piyasa reformları uygulamaya başlayan Çin, ihracat piyasasındaki pek çok kısıtlamayı kaldırdı. Dev nüfusu ve buna bağlı ucuz iş gücü sayesinde, Çin ve komşu ülkeler engin uluslara ucuz mal satmaya başladı.
  2. Dış Kaynak Kullanımı: Şirketler, mal ve hizmet üretimini denizaşırı ucuz ülkelere taşıyarak tasarruf etmeye başladı. Pek çok üretici Amerika ve İngiltere’deki fabrikalarını kapatıp, üretimi, işçilerin daha ucuza ve daha kötü koşullarda çalıştığı Çin, Meksika gibi ülkelere taşıdı. Hizmet sektöründeki pek çok şirket de, çağrı merkezlerini hatta ana işletmelerini, iyi İngilizce bilen eğitimli insanların olduğu Hindistan gibi ülkelere taşıdı.
  3. İletişim Devrimi: İki önemli devrim uluslararası ticareti kolaylaştırdı. İlki ‘’konteynerleştirme’’ adı verilen bir süreçtir. Standart boyutlarda konteynerlerle malların dünya çapında taşınmasının sağlanması, masrafları ve yol süresini azaltmıştır. İkinci devrim ise geniş bant devrimidir. 1990’larda internet büyük bir patlama yaşadığında, mühendisler uluslararası fber optik kablolar geliştirmek için milyarlar harcadı. Dot-com balonu sonradan patlamış olsa da, küresel bilgi ağı otoyolları milyonlara ucuz internet bağlantısı sağladı.
  4. Liberalleşme: Soğuk savaş döneminde sınırlarını yabanı ilişkilere kapamış pek çok ülke açılmaya teşvik edildi. Bu, batı şirketlerinin yeni pazarlara girmesini sağladı. Sermaye kontrolünün bertaraf edilmesi paranın bu yeni ve genç ekonomilere hiç olmadığı kadar kolay girip çıkmasına yol açtı. Aynı zamanda gelişmiş devletlerde, iş kanunları esnetilerek işçilerin daha kolay işe alınıp daha kolay işten çıkarılmasının yolu açıldı.
  5. Yasal Uyum: dünya ülkeleri, mülkiyet ve fikri mülkiyet kanunlarına birbirine uyumlu hale getirmeye başladı. Buna göre Amerika’da verilen bir patent Çin’de de geçerli oldu. Gelecekte de ürün kalitesi standartları için uluslararası kurallar getirilerek Çin’den ve başka yerlerden gelen potansiyel tehlike ürünlerinin önüne geçilecek.

Küreselleşmenin Faydaları Nelerdir ?

Hiç şüphesiz, küreselleşme sayesinde dünyada milyarca insan eskisine göre zenginleşti. Brezilya, Hindistan ve Çini gibi ülkelerin ekonomileri ihracatlarındaki büyük artışla güçlendi.  Ayrıca bu yeni ihracatçılar, 1997’den beri dünyada enflasyonu düşürdü çünkü şirketler fırsatları kullanarak masraflarını azalttı ve bu, tüketicilerin tasarruf etmesini sağladı.

2007’den önceki on beş sene kadar süren ‘’ Büyük İstikrar’’ döneminin, küreselleşme sayesinde yaşandığını gösteren kanıtlar çoktur. Bu dönemde dünya ekonomisi daha hızlı ve daha uzun süren bir büyüme kaydetti. Enflasyon düşük ve istikrarlı seyretti. Evet, bu dönem büyük finansal bir krizle sona erdi ama krizin sorumlusu daha çok başka etkenlerdi.

Küreselleşmeye Yapılan Eleştiriler Nelerdir ?

Küreselleşmenin ilkleri dünyada hızla yayılırken aynı hızda eleştiriler de yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Pek çok uluslararası kurumun toplantıları hala binlerce protestocuya sokaklara çıkarıyor. Güney Koreli bir çiftçinin tarımsal desteğinin sona ermesini protesto etmek için intihar etmesi Dünya Ticaret Örgütü’nün 2003’te Cancun’da yaptığı toplantıya damgasını vurdu.

Naomi Klein, Joseph Stiglitz ve Noam Chomsky gibi küreselleşeme karşıtları, küreselleşmeyi şevkle savunanlardan neoliberalistler olarak bahseder. Bu düşünürler, küreselleşmeye temelde üç açından karşı çıkarlar:

  1. Ekonomik : küreselleşme, dünyada yaratılan toplam serveti arttırsa da, bu servetin aynı oranda bölüşülmediğini savunurlar. Aslında eşitsizlik, 1930’lardan beri görülen en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Küresel ticarette milyarder olabilenler varsa da, dünyanın en yoksul ülkelerinde milyonlar hala son derece yoksuldur.
  2. İnsan Hakları: Bazı büyük giyim ve ayakkabı şirketleri çalışanların çok düşük ticaretlere ve uzun çalışma saatleriyle korkunç koşullarda çalıştığı fabrikaları kullandıkları için eleştirilir.
  3. Kültürel: Düşünürler, yerel kültürlerin kendi kimliklerini korumalarını engelleyen ve küçük bağımsız üreticilerin yolunu kesen çok uluslu şirketlerin artan etkisini ve Batılı markaların egemenliğini eleştirir.

Çeşitli küreselleşme eleştirilerine rağmen kanıtlar küreselleşmeyi benimseyen ülkelerde yaşam standartlarının yükseldiğini gösterir. Tabii oluşan bu yeni servetin eşit bölüşülmediği bir gerçektir. Diğer yandan, orta sınıfların ve profesyonellerin zenginleşmesinin demokrasinin yayılmasına yardım edeceği düşünülür. Siyaset teorisyenlerine göre, orta sınıf güçlenip halkın demokrasi talebi arttıkça, Çin’deki Komünist Parti gücünü kaybedebilir.

Küreselleşme lehine bir argüman da ekonomik açıdan birbirine sıkıca bağlı ulusların savaşmaya hevesli olmayacağıdır. Küreselleşmeye övgü niteliğindeki Dünya Düzdür kitabının yazarı Amerikalı gazetici Thomas Friedman, topraklarında McDonald’s olan iki ülkenin birbiriyle savaşa girmeyeceğini savunur. Fakat sav, 2008’de Rusya’nın Gürcistan’a açtığı savaşla çökertildi. İlk küreselleşme döneminin Birinci Dünya Savaşı’yla sona ermesinden çıkaracağımız ders, ticaret ve servetin yayılmasının dünyayı sonsuza kadar değiştireceğini varsaymamız gerektiğidir.

Yorum yapın