Depersonalizasyon bozukluğu, kişinin bedeninden ya da zihinsel süreçlerinden koparak kendine yabancılaşması, olayları ve kendini rüya alemindeymiş gibi algılamasıdır.
Bozukluk genellikle şiddetli stres, özellikle çocukluk döneminde duygusal istismar, değer görmeme, fiziksel taciz gibi nedenlerle tetiklenir.
İnsanların yüzde ellisi hayatında en az bir kere geçici olarak kendine yabancılaşma algısı yaşamıştır. Geçici olarak bu deneyimi yaşamak depersonalizasyon bozukluğu değildir, algı bozukluğunun devamlı veya tekrarlanan şekilde yaşanması durumuna depersonalizasyon denir.
Belirtileri bazı psikolojik hastalıklarınkilere benzediğinden teşhis etmek için önce belirtilerin bir psikolojik hastalığa bağlı olmadığı netleştirilmelidir. Psikoterapi, özellikle bilişsel davranışçı terapi, genellikle yararlıdır.
Aşağıdaki durumlarda depersonalizasyon bozukluğunda yaşanan algı bozuklukları geçici olarak yaşanabilir.
Algı ve duygu bozukluklarının depersonalizasyon bozukluğu olarak tanımlanabilmesi için aşağıdaki iki madde var olmalıdır.
Depersonalizasyon bozukluğu nüfusun yaklaşık % 2’sinde görülür. Erkek ve kadınları eşit olarak etkiler.
Bozukluk erken veya orta çocukluk döneminde başlayabilir. Nadiren 40 yaşından sonra başlar.
Depersonalizasyon bozukluğu çocukluğunda travma yaşamış kişilerde görülmektedir. Bu travmanın nedenleri şunlar olabilir:
Çocukluk döneminde duygusal istismara uğramak veya ihmal edilmek
Depersonalizasyon bozukluğu şikayetleri ailevi veya maddi sorunlar, depresyon veya uyuşturucu madde kullanımı ile tetiklenebilir. Bununla birlikte, vakaların % 25 ila 50’sinde, tetikleyici travma tanımlanamayabilir veya daha küçük bir sorun da olabilir.
Depersonalizasyon bozukluğu belirtileri yavaş yavaş veya aniden başlayabilir. Algı bozukluğu yaşama hali saatler, günler, haftalar, aylar ya da yıllar boyunca sürebilir.
Şikayetler baskın değilse azalma eğilimi gösterebilir. Fakat bozukluk şiddetli olduğunda, semptomlar yıllarca hatta on yıllarca aynı yoğunlukta devam edebilir.
Depersonalizasyon belirtileri şunlardır:
Kişi yaşadıklarının gerçekliğini teyit edemez, hissettiklerinin, yaptıklarının veya söylediklerin kontrolünün kendinde olmadığını düşünür ve hisseder. Duygusal ve fiziksel olarak uyuşuk haldedir. Adeta zombi, yani yürüyen ölü gibidir. Sanki kendi hayatını dışardan gözlemliyor, eylemlerini kontrol edemiyor gibidir. Fazlasıyla edilgen yapıdadır.
Doktorlar, depersonalizasyon bozukluğu belirtileri gösteren kişide şunlara dikkat ederler:
Teşhis için fiziksel muayene ve gerekirse diğer akıl sağlığı bozuklukları, nöbet bozuklukları ve uyuşturucu kullanımı gibi hususlar var mı diye testler yapılır. Doktor kişiden şu tetkikleri isteyebilir:
Bozukluğa neden olan travma tespit edilebilirse tam iyileşme de mümkün olur.
Özellikle de semptomlar tedavi sırasında ortaya çıkabilecek streslerden kaynaklanıyorsa, depersonalizasyon / derealizasyon bozukluğu olan birçok kişi için tam iyileşme mümkündür. Sorunun sebebi bulunamazsa bozukluk kronik hale gelebilir. Bazı kişilerde de Depersonalizasyon bozukluğu kendiliğinden geçmektedir.
Kişi depersonalizasyon bozukluğu sorununa değil de hayatın geri kalan neşe ve meşgalesine odaklanırsa bu soruna bağlı şikayetler azalabilir. Eğer kişi sadece kendisine değil çevresine de yabancılaşma bozukluğu yaşıyorsa düzelme daha zor olur.
Bazı kişilerde psikodinamik psikoterapi ve bilişsel davranışçı terapi etkili olmuştur. Depersonalizasyon bozukluğu yoğun tedavi gerektiren başka akıl sağlığı bozuklukları (anksiyete veya depresyon gibi) ile ilişkili olabilir veya bunlardan tetiklenebilir. Semptomları tetikleyen veya depersonalizasyon bozukluğunun gelişimine katkıda bulunmuş olabilecek her türlü faktör ele alınmalıdır.
Bilişsel teknikler , varlığın gerçek dışı durumu hakkındaki saplantılı düşünmeyi engellemeye yardımcı olabilir.
Davranışsal teknikler , kişinin kendine yabancılaşmasını önleyecek davranışlar edinmesini sağlar.
Topraklama teknikleri , insanların kendilerine ve dünyaya daha fazla bağlı hissetmelerine yardımcı olmak için beş duyu (duyma, dokunma, koku, tat ve görme) kullanır. Örneğin, yüksek sesle müzik çalınır veya ele bir parça buz konur. Bu duyumları görmezden gelmek zordur, kişiyi kendinden haberdar eder.
Psikodinamik teknikler , insanların dayanılmaz çatışmalar, olumsuz duygular ve insanların kendilerini ayırmak zorunda olduklarını hissettikleri deneyimler yoluyla çalışmalarına yardımcı olmaya odaklanır.
Kendine yabancılaşmanın izlenmesi , tanımlanması ve etkisinin ölçülmesi, insanların yabancılaşan duygularını tanımasını ve tanımlamasını sağlar. Bu teknik aynı zamanda insanların gerçekte neler olup bittiğine odaklanmalarına da yardımcı olur.
Depersonalizasyon bozukluğunu tedavi etmek için çeşitli ilaçlar kullanılmıştır, ancak hiçbirinin etkili olduğu kanıtlanmamıştır. Antianksidan ilaçlar ve antidepresanlar, depersonalizasyon bozukluğu olan birçok insanda bulunan anksiyete veya depresyonun giderilmesiyle yardımcı olsalar da bazen depersonalizasyon bozukluğu şikayetlerini gidermede etkisiz kalabilir, hatta şikayetleri artırabilir. Bu nedenle doktorlar reçete ettiği ilacın işe yarayıp yaramadığını izlemek zorundadır.
Geçenlerde influenza olduğumda OSEFLU ile birlikte NAC-C 900 kullanmıştım. Bu makalede NAC-C 900 hakkındaki yorumlarımı…
Dijital çağda, iletişimin sınırlarını aşan bir dönüşüm yaşanmaktadır. Küreselleşme ile birlikte, farklı dillerdeki içeriklere erişim…
Bu makalede Benpain trio gargara yutulursa ne olur sorusuna cevap vereceğim. Buna ilave olarak Benpain…
Bu makalede Oseflu 75 mg günde kaç kere kullanılır sorusuna cevap vermeye çalışacağım. İlacın iki…
Oseflu kullananlar arasında ben de varım ve bu makalemde ilaç ile ilgili bilgi ve deneyimlerimi…
Blue Inter, çağdaş dünyada sıkça karşımıza çıkan ve genellikle teknoloji ve iletişim bağlamlarında kullanılan bir…