Varlık Felsefesine Göre Tanrı’nın Varlığı Nedir?
Metafiziğin ve klasik varlık felsefesinin temel problemlerinden biri de Tanrı konusudur. Gerçi Tanrı konusu daha çok din felsefesinin içinde yer alır, ancak varlık felsefesinin birçok problemi Tanrı konusuyla ilgilenmeyi gerektirir. Örneğin, bar olanlar ne tür şeylerdir, ruhsal mı, yoksa maddesel mi? Varlığın asıl temeli nedir? Nihai gerçeklik nedir? Gibi sorular Tanrı konusuyla doğrudan ilişkilidir. Daha önce de gördüğümüz gibi, klasik ontolojinin temel konularından biri olan töz konusunda, bazı filozoflar asıl tözün Tanrı olduğunu savunurlar. Bu kısımda, din felsefesinin de temel konularından biri olan Tanrı’nın varlığına ilişkin kanıtları özetle açıklayacağız.
Ontolojik kanıt, Tanrı’nın varlığını şu akıl yürütmeyle göstermeye çalışır: Tanrı kavramı, ‘’ kendinden daha büyük bir varlık düşünülemeyen bir varlığı’’ ifade eder. Yani, Tanrı öyle bir varlıktır ki O’ndan büyüğü veya yetkin olanı yoktur. Şimdi, şöyle düşünebiliriz. Evet, kendisinden daha büyüğü düşünülemeyen bir varlık sadece düşüncede var olabilir, gerçekte var değildir. Anselm, mantıki olarak bunun mümkün olmadığını göstermeye çalışır. Eğer, kendisinden daha büyüğü düşünülemeyen varlık sadece insan zihninde var ise, o zaman böyle bir şey kendisinden daha büyüğü düşünülemeyen bir varlık değildir. Dolayısıyla, kendisinden daha büyüğü düşünülemeyen varlık, yani Tanrı, gerçekte de vardır.
Descartes’e göre ise biz Tanrı’nın varlığını O’nun özünden ayrı olarak düşünemeyiz. Ona göre Tanrı kavramının özü mükemmelliktir. Nasıl ki, bazı varlıklar renk, koku, tat, ağırlık vs özelliğine sahiptir veya değildir, mükemmellik de bir niteliktir ve bu niteliğe bazı varlıklar sahiptir veya değildir. Descartes’e göre, çevremizdeki varlıklara baktığımız böyle bir mükemmelliğe sahip olmadıklarını görürüz. Öyleyse, mükemmellik niteliğine ancak kendisi mükemmel olan bir varlık, yani Tanrı, sahip olabilir. Bu nedenle Tanrı vardır.
Ontolojik kanıta en ciddi felsefi eleştiri Kant tarafından dile getirilmiştir. Kant’a göre ‘’ var olmak ‘’ gerçek bir yüklem veya bir şeyin kavramına eklenebilen bir kavram değildir. ‘’ Vardır ‘’ mantıksal olarak sadece bir yargı bağlantısıdır ve sadece bir şeyin kabul edilmesini belirtir. Ona göre, bir şeyin varlığı hiçbir zaman yalnızca bir mantık konusu olamaz. ‘’ Bu elma kırmızıdır ve yuvarlaktır; dolayısıyla vardır’’ çıkarımından mantıksal bir eksiklik vardır. ‘’ Varlık ‘’ elmanın bir özelliğine vermez, sadece belli özelliklere sahip bir elmanın bulunduğunu söyler. Benzer şekilde, belli sıfatlara dayanarak Tanrı vardır dediğimizde buradaki ‘’ vardır ‘’ kavramı bir yüklem değildir. Bir çok çağdaş felsefeci Kant’ın bu eleştirisine yanıt vermeye veya onu geliştirmeye çalışmıştır.
Kozmolojik kanıt aynı zamanda varlığı zorunlu ve varlığı olumsal ( mümkün ) kavramsal ayrımından hareket eder. Bu ayrım temelinde, Tanrı’nın varlığı ile ilgili şöyle bir kanıtlama ileri sürülür: Bazı olumsal varlıklar, yani varlığı mümkün olan varlıklar vardır. Bu olumsal varlıkların var olabilmesi için olumsal olmayan, yani varlığı zorunlu olan bir varlık temeli gerekir. Öyleyse, varlığın bir olumsal olmayan, yani zorunlu varlığa dayanan temeli vardır. Varlığın bu zorunlu temeli Tanrı’nın varlığını gösterir. Başta İbni Sina olmak üzere, birçok İslam filozofu Tanrı’nın ismi yerine ‘’ Zorunlu Varlık ‘’ sözcüğünü kullanır.
Ereksel Tanrı savunmasının en önemli avantajı dini bilgi ile bilimsel bilgi arasındaki çatışmayı ortadan kaldırması veya en aza indirmesidir. Çünkü bu görüş, bilimsel bilgiyi Tanrı’nın varlığına ve dini inanca bir destek olarak görür. Bu yönüyle, sadece din ile bilim arasındaki çatışmayı azaltmaz, aynı zamanda bilimsel araştırmaya dini destek verir. Ünlü fizikçi Albert Einstein bir yazısında kozmik dini duygunun bilimsel araştırmanın en yüce ve en güçlü motivi olduğunu belirtir.
Peki, bir dine içten inana kişinin Tanrı’nın varlığını içsel bir duyguyla hissetmesi Tanrı’nın varlığı için bir kanıt olabilir mi? Bazı çağdaş felsefeciler bu tür deneyimlerin Tanrı’nın varlığı için bir kanıt olabileceğini savunurken, diğer bazıları da dini deneyimin öznel oluşu, başkaları tarafından test edilme imkanının olmayışı gibi nedenlerle bunun mümkün olmadığını savunurlar.
Geçenlerde influenza olduğumda OSEFLU ile birlikte NAC-C 900 kullanmıştım. Bu makalede NAC-C 900 hakkındaki yorumlarımı…
Dijital çağda, iletişimin sınırlarını aşan bir dönüşüm yaşanmaktadır. Küreselleşme ile birlikte, farklı dillerdeki içeriklere erişim…
Bu makalede Benpain trio gargara yutulursa ne olur sorusuna cevap vereceğim. Buna ilave olarak Benpain…
Bu makalede Oseflu 75 mg günde kaç kere kullanılır sorusuna cevap vermeye çalışacağım. İlacın iki…
Oseflu kullananlar arasında ben de varım ve bu makalemde ilaç ile ilgili bilgi ve deneyimlerimi…
Blue Inter, çağdaş dünyada sıkça karşımıza çıkan ve genellikle teknoloji ve iletişim bağlamlarında kullanılan bir…