Bilim ve Felsefe Arasında Nasıl Bir İlişki Vardır?

Photo of author

By Bilgio.Net

Bilim ve Felsefe Arasında Nasıl Bir İlişki Vardır?

Tarihsel gelişimleri içinde felsefe ile bilim çok yakın ilişki içerisinde olmuşlardır. Bugün bağımsız birer bilim olan fizik, kimya, biyoloji, psikoloji ve sosyolojinin çalışma alanlarına giren konular önceleri felsefenin içerisinde, felsefeye özgü yöntemlerle çözümlenmeye çalışılıyordu. Bunlar, zamanla kendi yöntemlerini ve araştırma tekniklerini geliştirerek bağımsız bilimler haline gelmişlerdir. Örneğin, bugün fizik biliminin alanına giren konular 18. Yüzyıla kadar ‘’ Doğal Felsefe’’ olarak adlandırılıyor ve felsefenin içerisinde ele alınıyordu. Bu bilimlerin felsefenin içinden çıkarak kendi bağımsızlıklarını kazanmalarından dolayı felsefeye ‘’ bilimlerin anası ‘’ denilmiştir.

Felsefe bir bilim değildir. Her ne kadar tek tek bilimlerin de konusu olan varlık, doğa ve insana ilişkin sorunları ele alıyor ise de felsefenin, bu alanlara ilişkin sorunları ele alış tarzı ve yöntemi bilimlerin kendi yöntemlerinden farklıdır. Felsefi bilgi, bilimsel bilgi gibi akla dayanır. Her ikisi de aynı akıl ve mantık ilkelerini kullanırlar. Ayrıca bilimsel bilgide olduğu gibi felsefe de tümevarım ve tümdengelim yöntemlerini kullanır. Ancak, her bilimin kendine özgü yöntem ve araştırma tekniği vardır. Bilimsel bilgi daha çok deney ve gözleme dayanır. Oysa felsefi bilgi deneysel bir bilgi değildir ve onun laboratuvarı da yoktur. Felsefi bilgi, doğrudan deney ve gözleme dayanmadığı için nesnel bir bilgi değildir. Her ne kadar, bütün filozoflar genel-geçer doğrular elde etmeyi arzu ediyor olsalar da, bilimde olduğu gibi herkes tarafından kabul edilen doğrularla felsefede rastlamak hemen hemen imkansızdır. Çünkü her felsefi görüş bir yönüyle bir bakış açısını yansıtır.

Felsefe ile bilim arasında çift yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Bu ilişki, özellikle de hem felsefenin hem de bilimin inceleme alanına giren konulara çok daha fazladır. Örneğin, sonsuzluk konusunun hem felsefenin hem de fiziğin alanına girmesi gibi. Bu gibi konuları ele almada felsefe ile bilim yakın ilişki içerisine girer. Felsefi bilgi nesnel bir bilgi olmasa da, bir felsefi bilgi bilimin söyledikleriyle çelişmemelidir. Mantıksal tutarlılık doğruluk için yeterli değildir. Bir felsefi bilgi veya kuram kendi içinde mantıkça tutarlı olabilir, ancak eğer bir felsefi kuramın söyledikleri bilimin söyledikleriyle çelişiyorsa, böyle bir felsefi kurama itibar edilmez.  Bilimsel gerçekliklere kayıtsız kalan, salt zihin ürünü olan felsefeler, kurgusal ( spekülatif) felsefelerdir. Kurgusal olmayan ( spekülatif olmayan ) felsefelerde ise elden geldiğince bilimsel verilerden ve gerçekliklerden yararlanılmaya çalışır. Örneğin, eğer bir felsefeci zihin ile beden arasındaki ilişkiyi açıklamaya çalışıyorsa, günümüz fizyoloji ve psikoloji bilimlerine başvurmak zorundadır. Günümüz felsefi geleneklerinin en başta geleni olan Çözümleyici Felsefe geleneği, bilimle felsefe arasındaki ilişkiyi en yüksek düzeyde tutmaya çalışan bir anlayışı temsil eder.

Felsefenin bilimle yakın ilişki içinde olma gerekliliği, felsefenin bilimin söylediklerini tekrar ettiği anlamına gelmez. Felsefenin bilimden yararlanması, kendi problemlerine daha gerçekçi çözümler bulması içindir. Başta da belirttiğimiz gibi felsefi problemler bilimsel problemlerden temelde farklıdır. Bu problemler, çoğunlukla bilimlerin çözmediği veya onların çözüm alanına girmeyen problemlerdir. Örneğin, ‘’ Ahlaki bir eylem nasıl olmalıdır? ‘’ sorusunu bilimin yardımıyla çözemeyiz.

Bilimsel ve teknolojik gelişmeler bir yandan felsefeye yardımcı olurken bir yandan da yeni felsefi problemleri beraberinde getirmektedir. Bilimin kendi içinde de bu böyledir. Her bilimsel buluş beraberinde yeni bilimsel problemleri getirir. Felsefe bilimden yararlanırken aynı zamanda bilim de felsefeden yararlanmaktadır. Örneğin, bilim felsefesi bilimsel yönteme ilişkin problemleri ele alarak bilimsel bilginin hangi koşullarda, ne derece güvenilir ve doğru olabileceğini araştırmaktadır. Bunun yanında bilim ve teknoloji her şeyden önce bir amaca hizmet için vardır. Acaba bilimsel ve teknolojik gelişmeler ne derece insanın doğasına ve özüne uygun olarak kullanılmaktadır? Bilimsel bilgi değer-yargısız olma amacındadır. Ama değerler olmadan da bilim olamaz. Toplumun ve insanların sahip olduğu değerle bilimsel ve teknolojik çalışmaların yönünü belirlemektedir. Değerler ise, felsefenin belli başlı konularından birini oluştururlar.

Yorum yapın