2.Katerina Kimdir ?
Rusya’nın İmparatoriçesi II. Katerina soyca Rus olmadığı gibi asıl adı da Katerina değildi ve ‘’Büyük’’ diye anılmaktan nefret ederdi.Prusyalı bir aristokrat ailenin çocuğu olarak doğduğunda ona Sophie Frederica Auguste,Prenses von Anhalt Zerbst adı verilmiştir.
Ölümünün üzerinden neredeyse üç yüz yıl geçmiş olmasına karşın,adı hala hafifmeşreplikle eşanlamlıdır.Kötü şöhreti,bir sevgililer ‘’ordu’’sunun olmasına,ayrıca bir atla çiftleşmeye çalışırken öldüğü yolundaki tamamen uydurma hikayeye dayanır.Aslında,ölümü başına gelen şeyle içinde en az ilginç olanlardan biriydi.Tuvaletteyken bir inmeyle yere çökmüş ve birkaç saat sonra yatağında ölmüştü.Geride bıraktığı şey diğer Avrupa devletlerini kızdıran güçlü ve modernleşmiş bir Rus imparatorluğuydu.Ölümüyle ilgili söylentilerin çoğu muhtemelen düşmanlarınca,devrim sonrası dönemde Fransızlarca yayıldı.Cinsel aşırılığa dair hikayeler güçlü bir kadını kötülemenin alışılmış yoluydu.Kraliçe Marie Antoinette’in cinsel yaşamıyla ilgili söylentiler daha beterdi.
Katerina hakkında gerçeği öğrenmek için,konuya kuzeni ve Rus tahtının varisi Holstein-Gottorp grandükü Petro’la (1728-1762) yaptığı çok tuhaf ve uygunsuz evliliğe başlamamız gerekir.Çiçek bozuğu bir yüzü ve oldukça zayıf bir bünyesi olan Petro,devlet işlerini yönetmek yerine askerleriyle oynamayı tercih eden briydi.Kendisini bu oyunlara hepten kaptırırdı.Uşakları,muhaızları ve ona eşilk eden seçme cüceleriyle birlikte düzmece savaşlar yaparken,günde bazen yirmi defa üniforma değiştirirdi.Katerina’nın nişanlılık döneminde bu oyunlara katılması beklenirdi ve çoğu kez ikisine ait odalar arasındaki girişte nöbetçi gibi dikilmek zorunda bırakılırdı.Petro’nun başka bir sevgilisi vardı;bunlardan birine Katerina’nın yakıştırması’’top güllesi kadar ağır’’ biçimindeydi.Çift 1745’teki nikahtan sonra Finlandiya Körfezi kıyısında,St Petersburg’un yakınında bulunan Oranienbaum Sarayı’na taşındı.Katerina daha başından evliliğin yürümeyeceğinin farkına vararak,güncesine kocasının ‘’sevimsiz’’ olduğunu yazdı ve ‘’eğer onu seversen,yeryüzündeki en acınası yaratık olacaksın’’diye kendisine tembihte bulundu.Neyse ki evlilikleri birkaç yıl cinsel ilişkisiz sürdü ve gerdeğe girdiklerinde Katerina gösterişli sevgililer kervanını dizmeye çoktan başlamıştı.Kervanın başında ise yakışıklı bir saray teşrifatçısı olan Sergey Saltıyov ve hoş bir Polonyalı soylu olan Sranislaw Poniatowski’yi daha sonları Polonya tahtına oturtacaktı.Her ne kadar Saltıyov’la ilişkisinden doğduğunu ısrarla belirtse de,ilk oğlu Pave hem bedenen,hem de ruhen Grandük Petro’ya benzemekteydi ve onun gibi süslenip püslenmeyi seven zayıf iradeli bir zorbaydı.Kocasına benzer efemine bir maskaraya dönüşmesinin önüne geçmek isteyen Katerina,on dört yaşına girdiğinde ona sevişme sanatını öğretecek genç bir dul ayarladı.
Grandük 1762’de annesinin ölümü üzerine 3.Petroadıyla tahta geçti.Sonuçta Kiel’de doğmuş bir Alman’dı ve Ruslara karşı nefretle doluydu.Annesinin cenaze töreninde kasten yavaş yürüyerek kortejin epey gerisinde kaldıktan sonra,yaşlıca saray mensuplarını nefes nefese bırakacak şekilde bir koşu tutturarak kendisini kepaze bir duruma düşürdü.Hem yönetimdeki yetersizliğinden,hem de Prusya’nın Polonya’daki toprak iddialarına verdiği destekten rahatsız olan bir grup Rus soylu,altı ay sonra onu bir darbeyle tahttan indirdi.Şapsal Petro metresiyle birlikte kır sarayına çekilmekten gayet memnun gibiydi.Böylece karısı Rus kanı taşımamasına rağmen, II. Katerina adıyla bütün Rusların impraratoriçesi ilan edildi.Katerina darbeye doğrudan karışmamaya özen göstermişti,ama masrafını bizzat karşılamak üzere muzaffer orduya St Petersburg’da bedava içki dağıtılması emrini verdi.İşin maliyeti 100 bin rubleyi(Bugunkü değeri yaklaşık 20 milyon sterlin) aştı.Üç gün sonra da Aleksey Orlov adlı bir genç subayın suikastiyle Petro yaşamını yitirdi.
Aleksey dört Orlov kardeşin üçüncüsüydü.Grigori adlı ikinci kardeş 1759’dan beri Katerina’nın sevgilisiydi ve askeri darbenin öncülerinden biriydi.Katerina,kocasının katli konusunda tarihçilerce genellikle temize çıkarılır;ama her dört Orlov kardeşi kontluk unvanıyla ödüllendirdi.Grigori ayrıca St.Petersburg’da bir saray aldı.Bir sevgili olarak bariz çekici yanları vardı.Sağlam bünyeli bir muhafız olarak muharebe alanında birkaç yaralanmıştı,ayı avlamaktan,horoz dövüşünden ve bokstan hoşlanırdı.Katerina onunla evlenmenin eşiğine kadar geldi;ama dostluklarının sürmesine karşın,onun siyasete uygun olmadığına ve dül imparatoriçe konumuyla daha fazla özgürlüğe sahip olacağına karar verdi.Bu arada genç ve fiziksel olarak çarpıcı erkeklerin hizmetlerinden yararlanmaya devam etti.Bunların belki de en önemlisi,aralarındaki gönül ilişkisinin bitmesinden sonra bile sırdaşı ve müttefiki olarak kalan General Grigori Potemkin’di.Aynı binada oldukları zaman bile birbirlerine günde birkaç defa pusulalar yazarlardı.İmparatoriçe onu’’Cengel aslanım’’,’’Altın kaplanım’’’’kurdum’’ ve ‘’Kazağım’’diye anarken,o da imparatoriçeya ‘’Şahane Hatun’’ ve ara sıra ‘’Küçük Ana’’(Matruşka) diye hitap ederdi.Söylentilere bakılırsa,aralarındaki aşk defteri kapandıktan sonra,Potemkin yatak odası danışmanı görevini üstlenerek,çekici ve ilginç bulacağı genç erkekleri seçti.Katerina yaşamının sonuna kadar cinsel bakımdan aktif kaldı.Son sevgililerinden biri Prens Platon Zubov sadece yirmi iki yaşındaydı,yani kendisinden kırk küsür yaş küçüktü.Düşkün olduğu bu sevgilisinden’’yavrum’’ diye söz eder ve herkese onun ‘’Rusya’nın tanıdığı en büyük deha’’ olduğunu anlatırdı.Onun himayesi altında,Zubov büyük bir servet edindi ve sonunda Yeni Rusya’nın şimdli Güney Ukrayna’yı oluşturan yeni fethedilmiş toprakların genel valisi olarak Potemkin’in yerine geçti.
Zubo,Potemkin ve diğer birçok sevgilinin ortak özelliği Katerina’yı entelektüel bakımdan tatmin etmeleriydi.Adeleli erkeklerden hoşlanırdı,ama onun için zeka kıvraklığı daha önemliydi.Genç bir kızken St. Peterburg’a vardığında,saray çevresinin cehaleti ve eğitimsizliği karşısında dehşete düşmüştü.Saray mensuplarının neredeyse yarısı okuma yazma bilmiyordu.Fransız filozof Denis Diderot’nun 1774’te kenti ziyaret ederek,bilim,sanat ve siyaset üzerine uzun muhabbetlerle zihnini doyurmasından büyük heyecan duydu..Kendisini’’Kleopatra’nın her türlü ayartıcılığıyla Sezar ruhu taşıyan’’ biri olarak nitelendirmesinden de aynı ölçüde keyif aldı.
Katerina’nın aktif cinsel yaşamı tutkulu ve enerjik kişiliğinin bir yönünden ibaretti.Yirmi dört saat uyanık kalabilme gücüyle gece yarılarına kadar devlet evrakları üzerinde çalışırıdı;çoğu erkek gibi ata iyi binerdi,son derece zeki ve yaratıcı bir kişi olarak,tiyatro oyunları yazardı.Aydınlanma çağının Voltaire ve d’Alembert gibi büyük filozoflarıyla mektuplaştı ve 1767 tarihli Nakaz’da onların fikirlerine yer verdi.Açık görüşlü bir monorşi için şablon tasarlanan belge,Amerikan cumhuriyetçi anayasanın birok temasını yirmi yıl önce içermekteydi.Sözgelimi,bütün insanlaın yasa önünde eşit olduğu belirtilmekte,ölüm cezasını ve işkenceyi caydırıcı ifadeler kullanılmaktaydı.
Aynı ilerici tutum ve yeni fikirlere açıklık kişisel yaşamına şekil verdi.Güçlü ve zeki bir kadın olarak,Rus siyasetinin aşırı muhafazakar geriliğine göre zamanının epey ilerisindeydi.O dönemin şovanist dünyasında,bir kadının sırf liyaketle başarıya ulaşması mümkün değildi.Düşmanları elbette hiçbir erkeğin gayri insani şehvetini tam tatmin edemeyeceğini ileri sürmek pahasına da olsa,ellerinden gelen her yola başvurarak itibarını yok edecekti