Cengiz Han Kimdir ?

Photo of author

By Bilgio.Net

Cengiz Han Kimdir ?

Eğer insanlık tarihinde Cengiz Han’dan (Yaklaşık 1162-1227),daha hırslı bir kişi varsa,gece karanlığında ona toslamamak için dua etmek gerekirdir.

Moğol İmparatorluğu,Çin’in büyük Okyanus kıyısından Macaristan’a kadar uzanmaktaydı ve gezegendeki kara kütlesinin neredeyse dörtte birini kaplamaktaydı.Dünyanın şimdiye kadar gördüğü en büyük imparatorluktu;İskender’in kurduğu imparatorluğun dört katı ve Roma yönetimindeki toprakların iki katı kadardı.Üstelik Cengiz Han bunu yoktan başlayarak sadece yirmi yıl içerisinde yarattı.Onun önderliğinde,Moğollar bütün zamanların en başarılı askeri gücü oldu.Bir milyonun epey altında bir nüfusla 50 milyonu aşkın insanı,yani ele geçirdikleri topraklarda yaşayanların aşağı yukarı üçte birini yok ettiler.

Moğolları kenetleyen şey kana susamışlık değil,yeni edinilen ulus anlayışdı.Cengiz Han dönemine kadar ‘’Moğolistan’’ diye bir yer yoktu.Gobi Çölü’nün kuzeyinde kalan Asya toprakları göçebe kabilelerden oluşan yarım düzine kadar konfederasyonun yurduydu ve Moğollar bunlardan sadece biriydi.Koyun ve at sürülerini otlattıkları seyrek çayırlar için çekişen bu kabile birlikleri birbirlerine karşı çoğu kez düşmanca tutum içindeydi.Yağmacılık,kan davaları ve intikam cinayetleri olağan şeylerdi.

cengiz han

‘’Cengiz Han’’ kahramanımızın adı değil ünvanıydı.Çocukken Temuçin(Demirden Kişi) adıyla anılmaktaydı.Soylu bir ailedendi;babası Yesugey bir han,yani klan reisiydi.Temuçin dokuz yaşındayken,bir grup hain Tatar haydudu babasını birlikte yemek yerken zehirledi.

Temuçin reisliği üstlendiğini ilan etti,ama klan onu babasının yerine geçemeyecek kadar küçük gördüğü için alaya aldı:Ailesiyle bilikte yaban kırlara sığınmak zorunda kaldı.Üç yıl boyunca küçük hayvanları avlayarak ailesini geçindirdi.On iki yaşındayken üvey kardeşlerinden birini yiyecek çaldığı için öldürdü ve böylece ailedeki lider konumu pekiştirdi.

Çok genç yaşta evlendi.Kısa bir süre sonra karısı Börte vahşi Merkit kabilesince kaçırıldı ve tecavüze uğradı.Temuçin onu geri almak için,babasının eski kan kardeşi ve güçlü Keraitlerin hanı Tuğrul’la ittifak yaptı.Börte döndüğünde bir oğlan çocuk doğurdu.Sekiz ay önce kaçırıldığı ve ırzına geçildiği için,çocuğun kimden olduğu kuşukuluyı.Bununla birlikte ,Temuçin onu kabul etti ve ona ‘’Konuk’’ anlamında Cuci adını verdi.Merkitler karşısındaki zaferden cesaret alan Temuçin ve Tuğrul,yeni bir kabile konfederasyonu oluşturmaya başladılar.

Temuçin’in büyük katkısı yasa adıyla bir dizi yeni kural koymasıydı.Yaşadığı tecrübelere dayanan bu yasa,bozkırdaki yaşamı zorlu ve tehlikeli hale getiren düzen bozucu fırsatçılığı ortadan kaldırmaya yönelikti.

Yasa uyarınca yiyecekler paylaşılmaktaydı.Herkes istediği dinin yolunda gitmekte özgürdü.Bütün erkekler orduya katılmakla yükümlüydü,ama askerlerin ödüllendirilmesinde aile bağları değil,beceri esastı.Kadın kaçırmak ve hayvan çalmak yasaktı.Komutanlar emir vermedikçe,düşman askerleri soyulamaz ve mallarına el konulamazdı.İzin verildiğinde ise her asker elde ettiği ganimeti tutma hakkına sahipti.Boyunduruk altına alınan halkların çocukları Moğol ailelerince evlat edinmeli ve onlara köle değil,eşit insanlar gibi davranılmalıydı.Savaş tutsakları Moğol askeri olarak yeniden eğitilmeli ve onlara aynı haklar verilmeliydi.

Savaşçı düsturu devlet anayasası ve Cenevre Sözleşmesi’nin bir bileşimi olan yasa acımasızca uygulanırdı.Buna uymamak anında idam cezasını getirirdi.Bazı bakımlardan aslında mevcut kabile törelerinin açık kurallara bağlanmasından ibaret olmasına karşın,dayandığı sıkı adalet anlayışı kısa sürede kökleşerek,askerler arasında mesleki disiplini,orduya yeni katılanların minnettarlığını ve herkesin bağlılığını sağladı.Moğol ordusu büyüdü ve her yeni fetihle Temuçin iktidar temeli güçlendi.

cengizhan

Bu anlatınlar Temuçin’in bir tür Moğol Dalay Lama’sı olduğu izlenimini uyandırsa da,böyle bir saptama doğru olmaz.O adildi ama amansız bir kişiydi.Üstünlüğünü sağlamak için ilk müttefikleri Keraitlere iradesini kabul ettirmesi gerektiğinde,onlara önce teslim olma şansını verdi:buna yanaşmayınca onları bir dizi büyük muharebeyle ezdi.Ardından Keraitlerin başına Tuğrul’un oğlu Camuka geçti.Aynı şekilde bozguna uğrayan Camuka’nın hayatına kansız bir biçimde son verilmesi isteği üzerine,güya merhamete gelen Temuçiniki keçe örtüyle sarıldıktan sonra,boğulup ölünceye kadar dövülmesini emretti.

Temuçin 1206’ya doğru bütün Moğol kabilelerini ilk kez tek çatı altında birleştirmesi akla sığmayacak bir başarıydı.Hasımlarını hileyle ya da savaşla alt etmiş bir kişi olarak,kırk iki yaşında Cengiz(daha doğru telaffuzla Çingiz) Han ilan edildi.Bu adın kesin anlamı konusunda’’Denizlerin efendisi’’,’’Acunun önderi’’,’’Yüce Savaşçi’’,’’Işığın Nuru’’,’’Gerçek han’’ gibi birçok görüş ortaya atılmıştır.Ama genel görüş şaşmaz biçimde aynıdır.O hanların ahnıydı.Ondan sonra hiçbir Moğol önderi bu ünvanı taşımadı.

Etkili bir hukuk sistemi yazıya dökülmeksizin işletilemez.Bu nedenle Cengiz Han stadart Moğol yazı dilini yaratmak üzere komşu Uygur halkının alfabesini ödünç aldı.Cengiz ayrıca yam olarak bilinen hızlı bir haberleşme sistemi kurdu.Bir tür Asya atlı postası gibi işleyen bu sistem,225 kilometrelik aralıklarla bütün imparatorluğu saran,insanlı ikmal konaklarından oluşan bir zincirdi.Bir yam kanağını yönetmek kanaçlı ve yüksek statülü bir işti.Konağa varan bir ulak taşıdığı paketi zinde bir atlıya teslim ettikten sonra dinlenerek gücünü toplardı.Böylece bir ileti en hızlı orduyu bile geride bırakacak şekilde günde 320 kilometreyi aşkın bir yol alırdı.Hizmet güvenli ve sağlamdı:Mallarını taşıtmak ya da bilgi ulaştırmak isteyen tüccarlar için bedavaydı.Bu sistem İpek Yolu’nun Ortaçağ’da dünyanın en önemli karayoluna dönüştürecekti.

temuçin

Moğol ordusunun üstünlüğü olmadan bunların hiçbiri mümkün olmazdı.Son derece hünerli,hareketli ve disipinli olan Moğol süvari okçuları kendine yeterli birer savaşçı birimi gibiydi.Hafif miğferlerle ve deriden ya da demirden göğüs zırhlarıyla korunan askerler,boynuz,tahta ve kirişten yapılmış iki tane küçük yay taşırdı.Yayların her biri İngiliz uzun yayları kadar güçlüydü,ama kullanma ve yeni ok sürme bakımından çok daha büyük kıvraklığa sahipti.Sadaklarda farklı işlevler gören çeşitli oklar yer alırdı.Zırh delici oklar,küt uçlu’’Şok’’okları,hatta ıslık çalan ve mesaj göndermek için kullanılan oklar.Süvariler ayrıca küçük bir balta ya da topuz taşırlardı.Her adamın eyer torbasında kendi yemek tayını,ip kangalı ve bileme taşı bulunurdu ve peşinde beş ya da aştı yedek atı çekerdi.Yani,ilerleyişi ve yavaşlatacak bir yük katarı ya da orgugah takipçileri yoktu.Bir Moğol ordusu günde 150 kilometreden fazla yolu rahatlıkla alırdı.

Cengiz üstün bir askeri planlamacısıydı.Her harekat önceden tasarlanırdı,casuslardan ve alan istihbaratından geniş çapta yararlanılırdı.Askeri birlik yapısı onlu sistem üzerine kuruluydu.

Moğollar genellikle bütük bir kenti kuşatmak yerine düşman ordusunu pusuya düşürüp savaş alanında yok etmeye çalışırlardı,ama kente girileceği zaman hem acımasız,hem de son derece özgün yöntemlere başvururlardı.Yenilikçi kuşatma savaşı Cengiz Han’ın büyük hünerlerinden bir başkasıydı.Önce,savunmasız küçük yerel kasabalar alınır ve buralardan kaçanlar kente doğru sürülürdü,böylece yaşam alanları ve gıda kaynakları baskı altına alınırdı.Ardından çevredeki akarsuların çığırları değiştirelerek kentin su kaynağı kesilirdi.Eğer gerek varsa,hemen oracıkta savaş tutsaklarının yerel malzemeler kullanılarak yaptığı kuşatma düzenekleri devereye sokulurdu.Son derece etkili olan Moğol mancınıkları bazen veba kurbanlarının cesetlerini kent surlarının üzerinden içeriye atardı.Biyolojik savaşın ilk örneklerinden biriydi bu.Bu kent ele geçirildiğinde,yöneticileri yakalanır ve gelecekteki bir isyan odağını ortadan kaldırmak için asılırdı.

Moğollarda adet olduğu üzere,Cengiz işaretsiz bir mezara gömüldü.Dört meşru oğlu mezarın yerini gizli tutmada öylesine paronayak bir tutuma girdiler ki,adamlarına cenaze alayının geçtiği yerlerde tek bir kişiyi bir sağ bırakmama talimatı verdiler.Hiç bir şeyi şansa bırakmamak için,mezarı kazan köleleri öldürmekle görevli askerler bile ortadan kaldırıldı.Dört oğul ileride yeri bulabilmek için,sütten kesilmemiş bir deveyi annesinin gözü önünde kurban ederek babalarının mezarına koydular.Develerin ağlam bir belleiği olduğu için yılda bir kez serbest bıraktıkları bu anne deve şaşmaz biçimde yavrusunu son kez gördüğü yere dönmekteydi.

Plandaki tek kusur yaşlanan devenin sonunda ölmesiyle,mezara ilişkin bütün bilgilerin de yok olmasıydı.Birçok uydurma iddiaya karşın,Cengiz Han’ın mezarı henüz bulunabilmiş değidir.

Kalıcı mirasına gelince,Moğalistan sınırlarının çok ötesine uzandığı söylenebilir.Yakın dönemdeki genetik araştırmalarda,Orta Asya’nın şimdiki erkek nüfusunun yüzde 8’inin doğrudan Cengiz Han’ın soyundan geldiği saptanmıştır.

Yorum yapın