Rumeli Hisarı Nerede, Nasıl Gidilir ? Tarihi Hakkında Bilgiler

Photo of author

By Bilgio.Net

Rumeli Hisarı Nerede, Nasıl Gidilir ? Tarihi Hakkında Bilgiler

Evliya Çelebi’nin anlattığı ilginç bir öyküye göre, Hisar’ın olduğu yerde bulunan bir kilisenin başrahibi ve üç yüz kişilik rahip yoldaşı ile birlikte gizlice İslam dinine geçmişler. Kimliğini gizleyen bu ajanlar el altından Osmanlı yöneticilerine bilgi sızdırıyorlarmış. Fatih tahta oturduğu zaman ona bir mektup yazarak, Çanakkale’de ve Hisar’da kaleler kurması gerektiğini söylemiş. Anlaşılan yalnızca bilgi sızdırmakla kalmıyor, aynı zamanda akıl da veriyormuş bizim casus papaz. Mektubu okuyan Fatih, vakit kaybetmeden Bizans İmparatoru’na başvurup Rumelihisarı’nda bir çiftlik kurmak için izin istemiş. İmparator, Fatih’e cevaben, istediği çiftlik için ancak ve ancak bir sığır derisi kadar arazi verebileceğini söylemiş. Gizli Müslüman’ın yardımıyla Fatih, kendisine gönderilen deriyi iyice germiş ve bunu ince ince enlemesine yararak araziye ‘’ Muhammed ‘’ ismini tamamlayacak şekilde yaymış ve buraya Hisar’ı yaptırmış.

Bu hikayenin ne kadarının gerçek ya da gerçek esinli olduğunu bilmiyorum ama kesin bir şey var ki, ciddi kaynakların bile bazen iddia ettiği, Hisar’ın kuş bakışı ‘’ Muhammed ‘’ olarak okunduğu konusu bütünüyle uydurma. Bir postu ince tabakalar halinde yarıp 30 dönümlük alana yayma fikrine dayalı bir efsanenin birkaç versiyonu olduğu dikkate alınırsa, geriye masaldan başka bir şey kalmıyor gibi.

Ancak efsaneler kadar etkileyici bir durum var; bu koca yapı, fetihten hemen önce, dört ay içinde yapılıp bitirilmiş. Burada daha önceleri bir Bizans zindanı bulunuyordu. Bu zindanın hazır taşlarının kullanılması sayesinde kale bu kadar kısa bir sürede yapılabilmiş denir. İddia uzmanlarca kabul görmez. Çağın inşaat teknolojisi dikkate alındığında ortaya çıkan anıtsal yapı çok etkileyici. Ancak büyük olasılıkla bazı enkazlar bulunmaktaydı ve bu enkazların taşları devşirilmiş pekala.

Rumelihisarı, fetih için hazırlıklar sürmekteyken Boğaziçi üzerinden kente girişi denetleme amacıyla kuruldu. Anıtsal amaçlı bir yapı değil, işlevselliği ön planda olan bir askeri mimari örneğidir. Yine de görüntüsü Boğaziçi’nin nefes kesici peyzajıyla birleşerek azametli bir anıt olarak İstanbul’u, hatta Türkiye’yi tanımlayan simgelerden biri haline geldi.

Kulle-i Cedide, Yenicehisar, Yeni Hisar, Boğazkesen gibi isimlerle anılmış olan kalenin kapılarından biri kuzeye bakar ve Dağ Kapısı olarak adlandırılır. Diğeri ise kente dönüktür, burası da Hisarpeçe Kapısı olarak bilinir. Geri kalanları, Sel Kapısı ve Dizdar Kapısı adlarıyla anılır. Ayrıca Güney Kulesi’nin altında iki de gizli kapı bulunur. Toplam üç bin kişilik bir ekip tarafından inşa edilmiştir. Tahmin edebileceğiniz gibi bu rakamın da üst ve alt versiyonları bulunmakta. Musliheddin adında bir mimarın tasarımı olduğu yolundaki iddia somut bir kanıta dayanmaz. Fatih Sultan Mehmet’in tasarımı olduğu iddiası için de dayanak yoktur. İnşaat sırasında her kulenin inşaatını bir paşa denetledi. Kuzey Kulesi’nden, Saruca Paşa, Güney Kule’sinden Zağnos Paşa, Doğu Kule’sinden Halil Paşa sorumluydu. Kuleler 8 ve 9 katlı olarak tasarlandı ve duvar kalınlıkları 5.70 ile 7 metre arasında değişiyor. En yüksek kule Zağnos Paşa Kulesi ( Güney Kulesi ), 26.70 metreyi bulur.

Fetihten sonra Yedikule gibi burası da hapishane olarak kullanıldı. Özellikle Yeniçeri askerleri burada idam edilirdi. 1509’da meydana gelen bir depremde kulelerinden biri zarar gördü ve onarıldı. Menderes döneminde, Celal Bayar’ın talimatıyla (1953 ) bütünüyle onarımdan geçirildi ve avluyu dolduran gecekondular istimlak edilerek yıkıldı.

Hisar’ın bilinen ilk adı, bir Hermes tapınağından dolayı Hermaion’du. Burası hem Bizans hem de Osmanlı döneminde adak yerleriyle tanınırdı.  Hisar’a bitişik mezarlığın başında Durmuş Dede Tekkesi bulunur. Gemiler geçtikçe ona bağışta bulunur, hayır dua isterlermiş. Durmuş Dede öldükten sonra da bu gelenek sürmüş gitmiş. Mehmet Ziya’nın anlattıklarına bakılırsa, 1928 yılında bu gelenek hala sürmekteymiş.

Kıyılarda yer alan, devlet ricaline ve zenginlere ait yalılar 1940’ların başında sahil yolunun inşaatı sırasında yıkıldı. Günümüzde müze ve açık hava konser salonu olarak kullanılan Hisar’da döneme ait özgün topları görebilmek mümkün. Bölge, Osmanlıların Rumeli yakasında ilk yerleşimi oluşuyla da önemli sayılır.

 

Yorum yapın