Bu konu aslında yüzyıllardır her alanda tartışılan bir detaydır. Önemsiz gibi görünse de aslında çok ciddiye alınması gerekir. Hayatımızın çoğunun ofislerde geçtiğini düşünürsek sevdiğimiz renkleri bizi mutlu eden renkleri de ofis yaşamımızda birleştirerek ruhumuzu dinlendirebiliriz. Böylelikle daha verimli olabiliriz.
İlk öncelikle ofis tasarımımızı yaparken ofisimizin amacını göz önüne almamız gerekir. Mesela ben de dâhil olmak üzere kırmızıyı çoğu insan sever. Ne güzel canlı renk diye düşünebilirsiniz. Kırmızı yemek firmaları için iştah açıcı bir özellik oluştururken normal bir ofis için öfke düzeyini artırmaktadır. bu yüzden ofis tasarımında rengin hangi amaç için kullanılacağını çok iyi analiz etmeliyiz. Çok fazla rengi bir arada kullanmak gözü yoracağından düşük iş verimine yol açabilir. Oldukça sade ve düzenli bir ortam tasarımı yapmalısınız. Yapılan araştırmada Türkiye de daha çok sakinleştirici renklerin ofis mobilyası olarak kullanıldığı ortaya çıkmıştır. Resmi devlet kurumları genel olarak gri, siyah, beyaz gibi renkleri tercih ederken özel şirketler mobilyasında açık kahve, mavi, sarı gibi sakinleştirici özellik gösteren renkleri seçmektedirler. Yaratıcılık gerektiren bir ofis ise yeşil, yemek sektörü ise kırmızı, bir terapi odası mor renginin ofis mobilyasında kullanılması önemlidir.
Ne kadar bazı renkleri sınırlandırıp genel bir ofis mobilyası renk paleti çıkarmaya çalışsak da her renk herkes de aynı etkiyi bırakmıyor ne yazık ki. Düşünün resmi bir şirketsiniz. Ofis mobilyanızı gri olarak güzelce döşediniz. Fakat çalışanınızın en sevmediği renk gri. Şimdi ne olacak? Hiçbir şey olmayacak. Ona kendi masasını kendi etrafını sevdiği renk ile düzenleyebilme fırsatı tanıyarak bu şekilde çözebilirsiniz.