Hayatımızın büyük bir bölümü ofislerde geçer. Çalışan insanların çalışma ortamlarında ki rahatlığı sağlayacak olan işverenlerdir. İşverenlerin yaptıkları işe ve çalıştırdıkları elemanlara göre ofislerini rahat ve kullanılır bir şekilde dizayn etmeleri gerekmektedir.
Rahat güvenilir bir iş ortamında çalıştırdıkları elemanlardan daha çok verim almaları açısından ofisin genel görünümü ve rahatlığı çok önem taşımaktadır. Hepimizde olmuştur bazen bir ofise gireriz içimiz ferahlar, güzel bir enerji vardır. İçerideki insanların ortamda mutlu oldukları bellidir. Ofise giren insanlara da bu yansır. Mobilyalarda ki renk uyumu gözleri yormayacak şekildedir. Uzmanların son zamanlarda sürekli uyardıkları yorucu renklerden uzak ve aydınlıktır mobilyalar. Konunun artık uzmanı olmak da gerekmiyor. İnternetten biraz araştırmakla da birçok fikir sahibi olunabiliyor.
Ofis mobilyasında ofis sahibi sadece kendi odasına değil ofisin tamamına önem vermek zorundadır. Ofisin girişi bile çok önemlidir. İçeri giren bir insan olumlu enerjiyi hissetmelidir. Ofis mobilyalarında sağlanan rahatlık kişi ile iş arasındaki uyumu sağlamaktadır. Zekâ ile fiziksel kapasite aynı oranda sayılmaktadır. İş ortamında fiziksel olarak rahat olmayan bir kişide zekâsını tam anlamıyla kullanmasını bekleyemeyiz. Masa başında çalışan bir ofis görevlisinin sürekli belinin ağrıması sonucunda işinde ne kadar verimli olacağı malumdur. Ofis çalışanların yaptıkları işe göre ofislerin dizayn edilmesi fiziksel olarak daha az yorulmalarını sağlayacaktır.
Sonuç olarak mobilyaların insan odaklı esas kavram alınmalıdır. Ergonominin tanımına bakıldığında da bireyi çalışma esnasında bilimsel olarak inceleyen bir bilimdir. Diyebiliriz ki her güzellik sağlıklı olmak da geçer, sağlıklı bireyler sağlıklı düşünür, sağlıklı bir insandan daha çok verim alınır. Ofislerimizde çalışanların rahat bir ortamda çalışmalarını sağlamak da alınacak verimi artıracak bir çark döngüsüdür.