Otizm Nedir ? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir ?
Otizm, ilk 3 yaş içinde ortaya çıkıp ömür boyu devam eden, beynin gelişimsel hastalığıdır. Beynin gelişimini etkileyen nörolojik sorunlar söz konusudur. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte genetik etkiler bulunabilmektedir. Otizmli bir bireyin kardeşinde görülme olasılığı yüksektir. Erkeklerde daha fazla görülmektedir.
Asperger sendromu ise otizmin daha hafif bir formudur. Asperger sendromu daha geç başlar ve yaşın ilerlemesi ile belirtilerde azalma olur. Konuşma erken yaşta öğrenilmektedir.
Otizm Hastalığı’nın Bulgu, Belirti ve Yakınmaları Nelerdir ?
Otizmli çocuklarda konuşma akranlarına göre gecikmiştir. El, kol ve bacaklarda tekrarlayıcı hareketler dikkat çeker. Kendi çevrelerinde dönebilirler. Vücut duruşları olağan dışı olabilir. Belli sözcükleri tekrar ettikleri görülür. Kendi isimlerine tepki göstermezler. Göz teması kurmaktan kaçınırlar. Çevre ile iletişimleri yoktur. Ben yerine sen şeklindeki gibi kişi zamirlerini karıştırırlar. Yersiz gülme ve ağlamalar görülebilir. Isırma şeklinde kendilerini ve diğer insanları yaralayabilirler. Eşyalara zarar verebilirler. Otizmli bireyler arkadaşlığı sürdürmede zorlanır. Yorum yapmayı beceremezler. Değişikten hoşlanmazlar. Aynı kıyafet, evin içindeki eşyaların aynı olması gibi kalıplardan hoşlanırlar. İlgileri sınırlıdır. Çevreye ve insanlara ilgisiz görünürler. Ses, ışık gibi dış uyaranları abartılı tepki gösterebilirler. Otizm belirtileri her bireyde farklı şekilde karşımıza çıkar.
Otizmli bireylerin uyku bozuklukları, epilepsi veya dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu eşlik edebilir. Değişen derecelerde zeka geriliği olabilir. Çok az kısmında, özellikle asperger sendromunda yüksek zeka veya bazı üstün yetenekler görülmektedir.
Asperger sendromunda konuşma, yürümeden önce öğrenilmiştir. Çevre tarafından çocuklar hantal, sakar ve beceriksiz olarak değerlendirilir. Belli konularda takıntılı olarak konuşmayı severler. Karşısındakinin ne hissettiğini kavrayamadıkları için arkadaş problemi yaşarlar. Genellikle yalnız kalırlar. Değişiklikten hoşlanmazlar. Tekdüze yaşamı severler. Şakaları anlamakta zorluk çekerler. Aşırı detaylı olarak ilgilendikleri belli konular vardır. Aspergerli gençlerin arkadaş sayıları azdır. Kendilerini farklı hissederler. İnsanlara çekingen yaklaşırlar. Depresyon gelişebilir.
Sağırlık, zeka geriliği, dilin yapısal bozuklukları ile ayırıcı tanısı yapılır. Psikiyatrist ve nörolog tarafından otizm tanısı konur.
Otizm Hastalığı’nın Tıbbi Tedavi Yöntemleri Nelerdir ?
Sosyal becerileri artırmak, kendi kendine yetmesini sağlamak, dili geliştirmek için terapiler uygulanır. Rehabilitasyon merkezlerinde çocuğun gelişimi desteklenir. Uyku bozuklukları, epilepsi gibi eşlik eden hastalıkların ilaçla tedavisi yapılır. Otizme özel bir ilaç tedavisi yoktur. Asperger sendromunda ailenin destekleyici yaklaşımı sağlanır.
Çoğu otistik birey hayatları boyunca yardım ve desteğe ihtiyaç duyar. Bir bölümü de büyüdükten sonra bağımsız olarak yaşamakta ve çalışabilmektedir. En önemli yaklaşım, erken tanı sonrası rehabilitasyona erken başlanmasıdır.
Ebeveynlerde depresyon açısından sorgulanarak tedaviye alınmalıdır.
Otizm Hastalığı’nda Beslenme Şekilleri Nasıl Olmalıdır ?
Çölyak harici glüten duyarlılığı, incebağırsaktan emilen glüten peptitleri beyin dokusuna geçerek santral sinir sistemini etkileyebilmekte; otizm, şizofreni ve depresyon ile ilişkilendirilmektedir. Glüten ve kazein içeremeyen diyet ile otistik yakınmalarında düzelme elde edilen vakalar bildirilmektedir. Otistik çocuklarda glütensiz beslenme tarzı hastalığı tamamen iyileştirmeyebilir ama konuşma ve öğrenme yeteneklerinde artış olabilir. Nöbeti de olan çocuklarda glütensiz ketojenik diyetin faydası olabilir, bunun için deneyimli bir beslenme merkezinden yardım alınmalıdır.
Beslenme ile ilgili bir faktör, gebelik öncesi annenin diyet ile yetersiz folik asit almasıdır. Özellikle ceninin gelişiminin erken döneminde vücudunda yeterli düzeyde folik asit bulunan kadınların otistik bebek sahibi olma riski belirgin azalmaktadır. Basit bir beslenme tarzı değişikliği veya takviyesi ile otistik çocuk sayısı azaltılabilir. Koyu yeşil renkli sebzeler, kuşkonmaz, brokoli, narenciye, fasulye, bezelye, mercimek, avokado, bamya, pancar, mısır, çekirdek ve kuruyemişlerde bol miktarda folik asit bulunur.
Otizm Hastalığı’nda Yaşam Tarzı Değişiklikleri Nelerdir ?
Yaz aylarında yapılan yüzme faaliyetleri bazı otistik çocukların yakınmalarında düzelme sağlamaktadır. Bu durum yeterli D vitamini yapılmasıyla ilişkilendirilmektedir. Çocukların D vitamini düzeyleri değerlendirilmeli ve gerekirse desteklenmelidir.
Hamilelikte veya bebeğin ilk 1 yılında karşılaşılan çevresel faktörler otizm riskini artırır. Bunlar; özellikle trafikle ilgili hava kirliliği, bazı metaller, tarım ilaçları, uçucu organik bileşikler, ve fitalatlardır. Bunlardan uzak durulmalıdır.
Hamilelikte ağır metallere maruz kalınması bebekte otizm benzeri hastalıkların gelişme riskini artırır. Özellikle hamilelikte sigara içilmemelidir.
Hamilelikte stres ve depresyon varlığı, doğrum sonrası annede depresyon gelişmesi, bebekte otizm riskini artırmaktadır. Annelerin bu açıdan takibi ve uygun tıbbi veya psikoterapi yardımı almaları ve nefes tedavisi gibi stresi azaltıcı terapilerden faydalanmaları yararlı olabilir.
Hamilelikte sigara içilmemesi ve bebeklerin 6 aydan uzun emzirilmesi, ileride çocukların daha sağlıklı büyümelerini sağlamaktadır. Bu nedenle çocukların emzirilmesine ve sigara içilmemesine dikkat edilmelidir. Anne sütündeki fosfolipid bileşenlerin bebeğin beyin gelişiminde çok önemli olduğu unutulmamalıdır.
Gün içinde belli bir programa göre hareket edilmelidir. Çocuk, sürprizler veya yeni karşılaştığı değişikliklerden memnun olmayıp tepki verebilir. Bu tip çocuğun dikkatini dağıtıcı durumlarla karşılaşması en aza indirilmelidir. Çocuğun alıştığı ve güvende hissettiği bir çevrenin dışına çıktığında üzülebileceği unutulmamalıdır. Alıştığı ortam dışında olması çocuğu mutsuz yapabilir.
Otistik çocukların beklenmedik duyarlılıkları olabilir. Onun duyuları normal algılayıp algılamadığını kimse bilemez. Fısıltıyı bağırma gibi, sarılmayı saldırı gibi, kıyafetleri zımpara gibi rahatsız edici algılayıp tepki verebilir; kırık kemik varsa ağrıyı algılayamayabilir. Normal beklentileri bir kenara bırakıp, çocuğun tepkilerini anlayarak ona uygun tamamen yeni kurallar kabul edilmelidir.
Dikkat dağıtıcı eylemlerde bulunulmamalıdır. Otistik çocuğun dikkatini hafif dağıtacak olaylar tamamen kontrol altındaki çocuğun kontrolsüz hareketlerine neden olabilir.
Görevler organize edilmelidir. En basit görevler bile küçük parçalara bölünmeli, çocuğun görev hedefine uygun yolda gitmesi sağlanmalıdır.
Davranışsal teknikler kullanılarak olumlu davranışların ödüllendirilmesi, bu şekilde benzer davranışların devamlılığını sağlamada yararlıdır. Siz ve çocuğunuz için izlenecek uygun kılavuzu berlirlemede davranışsal terapist ile çalışılmalıdır. Bazı çalışmalar bu tür yaklaşımın konuşma, sosyal beceri ve davranışlarda düzelmeye neden olabileceğini göstermektedir.
Boğmaca ve kızamık aşılarının yan etkilerinin değerlendirilmesinde, boğmaca aşısının nadir de olsa otizm riskini artırdığı saptanmıştır. Fakat aşıların yapılmaması nedeni ile ortaya çıkacak sakatlık veya ölüm riski çok daha yüksektir. Günümüzde birçok ölümcül bulaşıcı hastalığın ölüme neden olmamasının nedeni aşılar ile ortadan kaldırılması veya hafif geçirilmesidir.
Otizm Hastalığı’nda Önerilen Besin Takviyeleri Nelerdir ?
- Multi vitamin ve mineral karışımı
- Esansiyel yağ asitleri
- Probiyotikler
- Karnosin
- Fofatidilserin
Otizm Hastalığı’nda Önerilen Bitkisel İçerikli Takviyeler Nelerdir ?
Önerilen bitkisel takviyeler bulunmamaktadır.
Otizm Özel eğitimi veren bir okul arıyorsanız tavsiyemiz ; Çocuk Özel Gelişim Eğitim ve Danışmanlık olacaktır.
Güncelleme : 19.10.2018