İnşirah Arapça bir kelime olup gönül açıklığı demektir. İçi rahatlamak, ferahlamak, gönlü huzur bulmak şeklinde kelimenin anlamı genişletilebilir.
Mesela uzun zamandır borç sıkıntısı içinde kıvranan birisine bir yerden karşılıksız para gelse veya riskli bir ameliyata giren hastayı bekleyen hasta yakınları ameliyatın başarılı geçtiğini öğrenseler içlerindeki daralma birden geçer ve sevinirler ya “inşirah” kelimesi de aynen böyle bir duyguyu ifade eder.
“İnşirah” kelimesi Arapça olup günümüz Türkçe konuşma dilinde pek kullanılmamaktadır. Bu kelimeyi genellikle inşirah suresi vesilesiyle duymaktayız.
Bismillahirrahmânirrahîm
1- Elem neşrah leke sadrek
(Ey Muhammed!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
2- Ve vedagnâ anke vizrake 3- Ellezî enkada zahrake
Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı?
4- Ve rafe’nâ leke zikrak
Senin şânını yükseltmedik mi?
5- Fe inne meal usri yusrân
Şüphesiz zorlukla beraber bir kolaylık vardır.
6- İnne meal usri yusrâ
Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık vardır.
7- Fe izâ feragte fensab
Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.
8- Ve ilâ rabbike ferğab
Ancak Rabbine yönel ve yalvar.
İnşirah Suresinin hikayesi ve bize anlattıkları
İnşirah Suresi Peygamberimiz Mekke’de iken müşriklerin baskılarını artırdığı bir dönemde ve ona destek olanlar ardı ardına vefat ettiği bir zamanda inmiştir. Birbirini izleyen birkaç tane üzücü haber ve süregelen sıkıntılı durumların Peygamber efendimizin gönlünde büyük bir sıkıntıya ve daralmaya yol açtığı anlaşılmaktadır.
Peygamber efendimizi sıkıntıya düşüren olaylar şunlardır:
Peygamber efendimiz İslam dinini tebliğ edince gücü ve iktidarı elinde bulunduran müşrikler ilk Müslümanlara boykot ve eziyete başladılar. 3 yıl süren bu ambargoda Müslümanlar leş yiyecek ve müşriklerden köşe bucak kaçacak hale geldiler.
Bu esnada Peygamberimizi (sas) toplumda otorite gücü olan Ebu Talip destekliyordu. Eşi Hatice validemizin maddi imkanları vardı. Bu kişilerin sayesinde boykot biraz hafifliyordu. Bu iki zat ardı ardına vefat edince Peygamberimiz doğal olarak üzüldü.
Daha önceden de erkek çocukları vefat edince müşrikler soyu kesildi diye dalga geçmeye başlamışlardı.
Ebu Talib’in vefatıyla koruyucusuz kalan Peygamberimizi müşrik önderlerinden Ebu Leheb himaye etse de bir süre sonra himayeyi bıraktı. Cahiliye döneminde Araplar arasında kanun, kitap, hukuk diye bir şey yoktu, seni destekleyen bir kavmin olmazsa can, mal ve ırz güvenliği olmuyordu.
İşte böyle bir ortamda Peygamberimizin tek tesellisi Allah (cc) tarafından gelen vahiylerdi. Dört taraftan düşman ile kuşatılmış Ebu Leheb gibi müşriklere muhtaç duruma gelmiştir. Bir süre vahiy gelmesi gecikirse Peygamberimizin içini hüzün kaplıyordu.
Bu sıkıntılı ortamda nazil olan Duha Suresi ve İnşirah Suresi Peygamberimize teselli vermiş ve motivasyon sağlamıştır.