Türkiye’nin Matematiksel ve Özel Konumu Nedir ?

Photo of author

By Bilgio.Net

Türkiye’nin Matematiksel ve Özel Konumu Nedir ?

Konum, her hangi bir şeyin bulunduğu yeri ya da mevkiidir. Coğrafi konum ise; köy, şehir, dağ, ova, akarsu, bölge veya ülke gibi coğrafi varlığın dünya üzerindeki bulunduğu yerine denir. Coğrafi konum, kendi arasında ikiye ayrılır.

Birincisi daha ziyade sayılarla ifade edilen Matematik konum, diğeri ise; dağlar, ovalar, akarsular, denizler, okyanuslar, boğazlar, geçitler, nüfus ve yerleşme özellikleri, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri, tarım ve sanayi bölgeleri, ulaşım faktörleri, turizm ve ticaret özellikleridir. Yani tüm doğal, siyasal, sosyal ve ekonomik etkinlerdir.

Türkiye’nin Matematiksel Konumu

Matematik konum olarak Türkiye, 260-450 Doğu boylamları ile 360-420 kuzey enlemleri arasında yer alır. Kuş uçuşu kuzey-güney doğrultusunda 6 enlem farkı vardır ki, bu da yaklaşık 666km’lik (6×111=666) bir mesafe eder. Doğudan batıya ise, 19 boylam farı vardır ki, bu da yaklaşık 76 dakikalık (19×4=76) bir zaman farkına eşittir.

Türkiye’nin uç noktaları, doğuda Türkiye-Nahçıvan sınırlarının kavşak noktası olan dil ucudur. Bu uç nokta, 39 derece 37 dakika kuzey enleminde, 44 derece 48 dakika doğu boylamındadır. Batıda, Gökçeada’nın batısında bulunan İnceburun’dur. Bu uç nokta, 40 derece 07 dakika kuzey enleminde, 25 derece 40 dakika doğu boylamındadır. Kuzeyde, Sinop ilinde İnceburun’dur. Bu uç nokta, 42 derece 06 dakika kuzey enleminde, 34 derece 58 dakika doğu boylamındadır. Güneyde, Hatay ili, Yayladağ ilçesi, Topraktutan (Beysun) köyünün güneyidir. Bu uç nokta, 35 derece 51 dakika kuzey enlemindedir. 36 derece 06 dakika doğu boylamındadır.

Türkiye’nin coğrafi konumu incelendiğinde görülür ki, ülke olarak büyük avantajlara sahiptir. Bu avantajlar sayesinde, dünya üzerinde sayılı ülkelerden birini teşkil eder.

Herhangi bir yerin, genellikle baş meridyen ve ekvatora göre, dünya üzerindeki enlem ve boylam dereceleriyle belirlenen yerine matematik konum demektir. Baş meridyene göre Doğu, Ekvatora göre ise Kuzey yarı küresinde yer almaktadır. Diğer bir ifadeyle Türkiye, matematik konum itibariyle, hem kuzeyli ve hem doğulu bir ülkedir.

Türkiye, matematik konumu itibariyle, orta enlemlerde yerini almakta ve ılıman bir iklim görülmektedir. Sıcaklık değerleri, enleme bağlı olarak güneyden kuzeye, yüksekliğe bağlı olarak batıdan doğuya doğru düşmektedir. Böylece, ülkenin en sıcak bölgeleri, Güney, Güneydoğu ve Güneybatı bölgeleri iken, en soğuk bölgesi ise kuzeydoğu Anadolu bölgesidir.

Türkiye, insan yaşamı için en ideal bir kuşakta yer almaktadır. Bu özelliğinden dolayı, Türkiye toprakları, tarihin en eski dönemlerinden beri, hep büyük devletlere beşiklik yağmış ve çok sayıda medeniyetlerin kurulmasına zemin hazırlamıştır. Dünya üzerinde medeniyetler beşiği olarak da bilinen Türkiye, bu özelliğini matematik konumundan dolayı, gelecekte de koruyacaktır.

Türkiye’nin Özel Konumu

Matematik konum, ülkenin daha ziyade doğal özellikleri üzerinde önemli etkisi olurken, özel konum siyasi, sosyal ve ekonomik durumunu doğrudan etkilemektedir. Bununla beraber, matematik konum ile özel konum, birlikte etkili olabilir. Ülkelerin dünya platformu üzerindeki konumları ile gelişmişlik ve etkinlikleri bakımından sıkı bir bağlantı vardır.

Türkiye, Asya kıtasının güneybatı ucunda, Anadolu yarımada üzerinde yer alır. Topraklarının bir bölümü, Avrupa’nın güneydoğusunda yer alan Balkan yarımadasının bir kısmını oluşturan Trakya’da bulunur. Bu yönüyle, Türkiye hem Asta ve hem de Avrupa ülkesidir.

Öte yandan Türkiye, aynı zamanda bir Ortadoğu ülkesidir. Ortadoğu ülkelerinin bir kısmı Afrika ülkesi olduğundan, Türkiye; Afrika kıtası ile temas halindedir. Üzerinde yaşayan insanların ırk ve dil bakımından ele alındığında, Türkiye bir Türk ülkesidir ve bu açıdan ele alındığında Türk Dünyası’nın coğrafi bir parçasını teşkil eder.

Türkiye, dağlara göre dağlık bir ülkedir. Ovalar, daha ziyada kıyılarda ve akarsu vadilerinde yer alır. Akarsular bakımından, bölgenin en zengin ülkesidir. Üç tarafı denizlerle kaplı yarımadalar (Anadolu ve Trakya) ülkesi olan Türkiye, İstanbul ve Çanakkale boğazları ile büyük bir öneme sahiptir. Üç tarafını çeviren denizler, Cebel-i Tarık boğazı ile Atlas Okyanusu’na, Süveyş Kanalı vasıtasıyla Kızıldeniz ve Hint Okyanusu’na bağlantılıdır.

Türkiye’nin yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynakları bakımından, bölge ve hatta dünya ülkeleri arasından zengin ülkeler arasında yer alır. Tarımsal kaynakları, kendi ihtiyaçlarını karşılayacak düzeydedir. Sanayileşme olarak, sanayileşmiş Avrupa ülkeleri ile sanayileşmemiş Asya ülkeleri arasında geçişi temsil etmektedir. Ulaşım faktörleri bakımından ele alındığında, Türkiye; bütün ulaşım sektörlerinin gelişmekte olduğu, Asya-Avrupa-Afrika kıtaları arasından köprü oluşturan bir ülkedir. Turizm bakımından ise, diğer Akdeniz ülkeleri ile birlikte önemli turizm potansiyeline sahiptir.

Dünya üzerinde genel olarak bakıldığında, Türkiye; Asya-Avrupa-Afrika ülkelerinin kesişme noktasında yer almaktadır. Bu itibarla, Türkiye; kıtalar arası bir kavşak, köprü ya da geçiş ülkesidir. Afrika’nın etkileri Güney ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine, Asya’nın etkileri Doğu ve İç Anadolu bölgelerine, Avrupa’nın etkileri Marmara ve Batı Anadolu bölgelerine kadar sokulur ve ülkenin ortasında adeta bu üç kıta birbirine kavuşurlar.

Özel konum itibariyle, Türkiye; eski kara kütlelerinin (Asya-Avrupa-Afrika) birbirlerine iyice yaklaştığı bir konumda yer almaktadır. Bu özel konumu sayesinde, üç kıtayı birbirine bağlayan bir köprü görevini üstlenir. Bu özel konumu sayesinde, üç kıtayı birbirine bağlayan bir köprü görevini üstlenir. Öte yandan Türkiye’nin büyük bir bölümünü oluşturan Anadolu yarımadasının üç tarafı denizlerle çevrilidir. Söz konusu denizler, Cebel-i Tarık Boğazı ile Atlas Okyanusu’na, Süveyş Kanalı ile Hint Okyanusu’na bağlantılıdır. Dolayısıyla deniz ulaşımında stratejik bir öneme sahiptir. Böylece bir yarımadanın üzerinde, kurulan devletler, amfibi devlet özelliği taşırlar.

Eski kara kütlelerinin birbirilerine iyice sokuldukları konumda, İstanbul ve Çanakkale boğazları yer almaktadır. Bu boğazlar, Karadeniz’e komşu ülkelerin, açık denizlere açıldığı tek suyolunu oluşturur. Dolayısıyla boğazlar, bir can damarıdır.

Yorum yapın